Konu: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:31 pm
Namaz dinin direğidir
Sual: Namazın dindeki yeri nedir? CEVAP Namazın önemi çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir.) [Taberani]
(Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibadet, namazdır. Namazı düzgün ise, diğer amelleri kabul edilir. Namazı düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez.) [Taberani]
(Namazı doğru kılanın, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür.) [İ.Ahmed]
(Allahü teâlâ buyuruyor ki, "Söz veriyorum ki, namazlarını vaktinde, doğru olarak kılana azap etmem, onu sorgu-suale çekmeden Cennete koyarım") [Hâkim]
(Her Peygamberin ümmetine son nefeste vasiyeti namazdır.) [Gunye]
Namaz kılmak böyle büyük bir ibadet olduğu için terk edilmesi de çok büyük günahtır. Hanbeli�de namazı terk eden küfre düştüğü için, Şafii ve Maliki�de büyük günah işlediği için ceza olarak katli gerektiği fıkıh kitaplarında yazılıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur.) [Beyheki]
(Namaz kılmayan, kıyamette, Allahü teâlâyı kızgın olarak bulur.) [Bezzar]
(Namazı kasten bırakanın ibadetleri kabul olmaz ve namaza başlayana kadar Allahü teâlânın himayesinden uzak kalır.) [Ebu Nuaym]
(Bizimle kâfir arasındaki fark namazdır. Namazı terk eden kâfir olur.) [Nesai]
Yukarıdaki hadis-i şerifleri, Ehl-i sünnet âlimleri şöyle açıklamışlardır: Dinimizde en büyük günahı işleyen kâfir olmaz. Bunun için namaz kılmayana kâfir denmez. Fakat namaz, çok önemli bir ibadet olduğu için, namaz kılmayanın imanla ölmesi çok zayıf bir ihtimaldir. Namaz kılmayanın kalbi kararır, diğer günahları işlemekten çekinmez. Günahlar da insanı küfre sürükler. Bazı âlimler, namaz kılmayanın kâfir olacağını bildirmişlerdir. Bu bakımdan her ne şart altında olursa olsun muhakkak namazı kılmalı!
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Namaz kılmak ve diğer ibadetleri yapmak ancak müminlere kolay gelir. Kur'an-ı kerimde, (İman ve ibadet etmek, müşriklere güç gelir) ve (Namaz kılmak müminlere kolay gelir) buyurulmaktadır. Namaz kılmamak, iman zayıflığından ileri gelir. İmanın kuvvetli olmasının alameti, dinimizin emirlerine severek kolaylıkla uymaktır.(1/191,289)
Namaz kılmamanın ne kadar büyük günah olduğunu bilen, ayakta duramayacak kadar hasta olsa bile, mutlaka namaz kılar. Ateşin yaktığını bilen kimse, kendini nasıl ateşe atar? Cehennemden kaçan, Cenneti isteyen namaz kılmaz mı? Hadis-i şerifte, (Cenneti isteyip de, Allah�ın yasakladıklarından kaçınmayan, isteğinde yalancıdır) ve (Cenneti isteyen, hayırlı işlere koşar, Cehennemden korkan, haramlardan kaçar) buyuruluyor. (Beyheki)
Tadil-i erkâna riayet etmek vacibdir. Namazın vaciblerinden biri bilerek terk edilirse, o namazı tekrar kılmak vacib olur. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Hırsızların en büyüğü, namazından çalandır. Yani namazın erkânına riayet etmez, rükû ve secdelerini hakkiyle yerine getirmez.) [Vesilet-ün Necat]
(Herkesin namazında, kalbin hazır olduğu kısımlar yazılır. Kalbin hazır olmadığı namaza, Allahü teâlâ nazar etmez.) [Vesilet-ün Necat]
Cemaatle namaz kılmak erkeklere Sünnet-i hüdadır. Yani dinimizin şiarı, alameti olan sünnettir. Özürsüz terk etmek asla caiz değildir. Bilhassa yatsı ve sabah namazını cemaatle kılmak çok önemlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Yatsı namazını cemaatle kılan, gecenin yarısını, sabahı da cemaatle kılan, gecenin tamamını ibadetle geçirmiş sayılır.) [Müslim]
(Münafıklara en ağır gelen namaz, yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmaktır. Bunlardaki ecri bilen, sürünerek de olsa, cemaate gelir.) [Buhari]
En faziletli ibadet Sual: İbadetler içinde en faziletlisi hangisidir? CEVAP İbadetler içinde en faziletlisi namazdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Namaz, Allahü teâlânın hoşnut olduğu bütün amellerin en faziletlisidir. Rızkın bereketi, duanın kabulüdür. Kabirde ışıktır. Sıratı yıldırım gibi geçiricidir. Cennette başa taçtır. İmanın başı, gözün nuru ve Cehennemden kurtarıcıdır.) [Miftah-ul-Cenne]
(Cennetin anahtarı namazdır.) [Darimi]
(En faziletli amel, vaktinde kılınan namazdır.) [Ebu Davud]
(Kalk namaz kıl, namaz elbette şifadır.) [İ.Ahmed, İ.Mace]
(Namazın farz olduğuna inanıp, eksiksiz kılan, Cennete gider.) [Hâkim]
(Ümmetimin fesadı zamanında sünnetime yapışan, [yani Ehl-i sünnet olan] ve beş vakit namazı cemaatle kılanın amel defterine her gün yüz şehid sevabı yazılır.) [İ.Nâsiruddin]
Namaza dikkat edin Sual: Vaizler, hatipler, hep İslam�ın sosyal strüktüründen, sosyo-ekonomik, sosyo-politik yönlerinden bahsediyorlar da neden, namazın öneminden, sünnetlerinden, secde-i sehvden bahsetmiyorlar? Kabirde, ahirette neler sorulacak, iyi Müslüman olmak için neler yapmak gerekir? Dini gazete denilen bazı yayın organları da böyle. Acaba namazdan bahsetmeyi aşağılık mı kabul ediyorlar? CEVAP Böyle sualleri sahiplerine sormak gerekir. Fakat namazın önemi söz konusu olduğu için, (Namaz kılmaz ama dayımın oğlunun imanı çok kuvvetlidir. Teyzem de açık saçık gezer ama imanı çok sağlam) diyen bir okuyucumuza bu vesile ile cevap vermek istiyoruz. Namaz kılmayanın, pervasızca günah işleyenin imanı kuvvetli olmaz. Bir kimse, namazı ne kadar doğru kılıyorsa, imanı o ölçüde kuvvetlidir, parlaktır. Namaz kılmayanın ve kılmadığı için üzülmeyenin imanı çok sönüktür, belki de çoğunun imanı yoktur. Peygamber efendimiz, (İman namaz demektir. Namaz dinin direğidir) buyuruyor. Direksiz din olur mu?
Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(İman, namaz demektir. Namazı itina ile, vaktine, sünnetine ve diğer şartlarına riayet ederek kılan, mümindir.) [İbni Neccar]
Peygamber efendimizin son sözlerinden biri, (Namaza dikkat edin) idi. (İbni Mace)
Namaz her iyiliğin anahtarıdır Sual: Ben namaz kılmıyorum. Fakat hiç günah işlemiyorum. İçki içmem, kumar oynamam, hırsızlık etmem ve başka günahları da işlemem. Bunlar yetmez mi? CEVAP Namaz kılmamak çok büyük günahtır. Hırsızlık etmekten, kumar oynamaktan, içki içmekten daha büyük günahtır. Birçok hadis-i şerifte, kasten namaz kılmamanın küfür olduğu bildirilmiştir. Amel imandan parça olmadığı halde, namaz konusunda ittifak hâsıl olmamıştır. Namazın imandan olduğunu bildiren âlimler de olmuştur. Bu bakımdan namaz kılmamak, çok büyük tehlikedir.
Bir insan her türlü kötülüğü işlese, namaz kılmaya devam etse, namazı doğru olarak kılsa, kötülüklerin çoğunu, hatta tamamını terk eder; çünkü Kur�an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Namaz, münker ve fahşadan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan her türlü kötülükten, her türlü günahtan] alıkoyar.) [Ankebut 45]
Namaz kılmanın fazileti çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Namaz, her hayrın, her iyiliğin anahtarıdır.) [Taberani]
Bu hadis-i şerifleri okuduktan sonra, namaz kılmayan Müslümana hayret etmemek imkânsızdır.
İbadet ve ihtiyaç Sual: Nefsime yenik düşerek, namaz kılmayı terk ettim. Şimdi bir bunalım içindeyim. Arkadaşlar, (Bu zamanda namaz kılmak daha önemlidir) dediler. Peki, şimdi başlarsam, Allah, bu kulum sadece, bana ihtiyacı varken, bunalımdayken namaz kılıyor demez mi? CEVAP Öyle düşünmek doğru değildir. Var olabilmek, varlıkta ve hayatta kalabilmek için, zaten her an Allahü teâlâya muhtacız. Gözümüzün görmesi, kulağımızın duyması, konuşmamız, nefes almamız, yürümemiz, oturmamız, kalkmamız için hep Allah�a muhtacız. Muhtaç olmadığımız bir an düşünülemez. Allahü teâlâya, sadece sıkıntıda olduğumuz zaman değil, her an muhtacız. Yaptığımız ibadetlerin ise, bununla hiçbir ilgisi yoktur. Onlar zaten bizim kulluk vazifelerimizdir. Rabbimizin emridir. İmandan sonra en büyük vazifemiz, beş vakit namaz kılmaktır. Bunun için hemen namaza başlamalı. Dualarımızın kabulü için de, sadece sıkıntılı zamanlarda değil, her zaman dua etmeli, Allahü teâlâdan af ve afiyet istemelidir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Sıkıntıda duasının kabul edilmesini isteyen, rahat zamanında çok dua etsin!) [Tirmizi]
Namazı kaçırmamak için Sual: Namazları kaçırmamak için ne yapmak gerekir? CEVAP Namaza mâni olan işte, hayır yoktur. Şu üç şeye mâni olan her şeyi terk etmek ve bu üç şeye sarılmak lâzımdır: 1- Namazları vaktinde kılmak, 2- Haramlardan sakınmak, 3- Helâl kazanmak.
Namazın önemi büyüktür Sual: Her çeşit şükür ve ibadet namazda toplanmıştır deniyor. Böyle bir şeyin aslı nedir? CEVAP İslam âlimleri, (Namaz, her çeşit şükrü kendinde toplar) demişlerdir. Büyük âlim Abdullah-i Dehlevi hazretleri de buyuruyor ki:
Bütün ibadetler namaz içinde toplanmıştır: 1- Kur�an-ı kerim okumak, 2- Tesbih söylemek [Sübhanallah demek], 3- Resulullaha salevat söylemek [Salli barikleri okumak], 4- Günahlara istiğfar etmek, 5- İhtiyaçları yalnız Allahü teâlâdan isteyerek Ona şükredip dua etmek [Fatiha okumak] namaz içindedir. Daha başka ibadetler de vardır.
Ağaçlar, otlar, namazda durur gibi dik duruyorlar. Hayvanlar, rükû halinde, cansızlar da namazda Kade�de oturur gibi yere serilmişlerdir. Namaz kılan, bunların ibadetlerinin hepsini yapmaktadır. (Mekatib-i şerife m.85)
En son ziya tarafından Perş. Şub. 05, 2009 7:49 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:32 pm
Namaz kılmamanın zararı
Sual: Namaz kılmak büyük bir ibadet olduğu için terk edilmesi de çok büyük günah değil midir? CEVAP Elbette çok büyük günahtır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kasten [mazeretsiz] namaz kılmayanın diğer amellerini Allahü teâlâ kabul etmez. Tevbe edinceye kadar da Allah�ın himayesinden uzak olur.) [İsfehani]
(Beş vakit namazı terk eden, Allahü teâlânın hıfz ve emanından mahrum olur.) [İbni Mace]
(Namaz kılmayanın Müslümanlığı, abdest almayanın namazı yoktur.) [Bezzar]
(İman ile küfür arasındaki fark, namazı kılıp kılmamaktır.) [Tirmizi]
(Namaz, imanın başı ve Cehennemden kurtarıcıdır.) [Miftah-ul-Cennet]
Namaz kılmayan Sual: Namaz kılmamanın zararı nedir? CEVAP Birçok zararı vardır. Seyyid Abdülhakim efendi hazretleri buyurdu ki: Namaz kılmayan, her şeyden önce bütün müminlere zulmetmiş olur; çünkü her namazda (Esselamü aleyna ve ala ibadillahissalihin) demekle bütün müminlere dua ediliyor. Namaz kılmayan, her gün beş vakit namazda sünnetlerle beraber 21 kere tekrarlanan bu duadan Müslümanları mahrum bırakıyor. Kıyamette bütün müminler bu haklarını namaz kılmayanlardan alacaktır.
Namaza gevşeklik gösteren, kıymetini bilmeyip hafif tutan birçok cezaya uğrar: Ömründen hayır ve menfaat görmez. Çeşitli hastalık, aşağılık, hakaret ve zilletler içerisinde hayat sürer. Salihlerden saygı görmediği gibi, çeşitli mahrumiyet ve sıkıntılara maruz kalır. Sıhhatinden hayır ve menfaat görmez. Genelde kötü yerlerde çalışanlar, namaz kılmayan veya namaza gevşeklik gösterenlerdir. Zahmetli, yorucu ve ağır işlerde çalışanlar da çoğunlukla bunlardır. Namazı doğru kılan, hem salihlerin yanında, hem de, arkadaşları ve akrabaları arasında saygı ve itibar sahibidir.
Namaz kılanda yaratılışındaki güzellikten başka bir güzellik ve cemal vardır ki, namaz kılmayan ne kadar güzelleşmeye, süslenmeye çalışsa da, her gün yıkansa da, yeni elbiseler giyse de, yine bu güzellik ve cemale kavuşamaz. Güzel kokular sürünse de, kendisinde hâsıl olan tiksindirici kokuyu, hissedenlerden gizleyemez.
Namaz kılanın yüzü güzel olur, uzun zaman yıkanmasa da, günlerce çamaşır değiştirmese de, vücut, elbise ve çamaşırları pis kokmaz. Namaz kılmayan, sık sık yıkanıp çamaşır değiştirse de, o nezafete, o zarafete sahip olamaz. Günde defalarca sadaka verse, yetimleri sevindirse, yedirip giydirse, günlerce Kur'an okusa, her yıl hacca gitse, buna benzer ibadet ve iyilik yapsa da sevap alamaz. Allahü teâlâ, o vakitleri namaza mahsus kıldığından bu vakitleri namazda geçirmek gerekir. Bu vakitleri Allahü teâlânın tayin ettiği şekilden çıkarmak yani bozmak zulmünde bulunduğu için namaz kılmayanın her işinden, hayır ve bereket kalkar, duası da makbul olmaz.
Namaz kılan Ya Rabbi dediği zaman, Allahü teâlâ, (Lebbeyk = söyle yapılsın) buyurur. Namaz kılmayana lebbeyk, işittim demez. Ancak namazı doğru kılan hayır ve berekete ve rahmete vesile olur. Namazda, Hazret-i Âdem�den itibaren bütün müminlerin ve bütün mahlûkatın hakları vardır. Namaz terk edilince, Hakkın rahmeti, örtülü kalır. Rahmetin gelmesine kesilmesine sebep olduğundan bütün mahlûkat namazı terk edene buğzeder. Müslümanların dualarının bereketinden mahrum kalır. Ölse, mezarı yanından geçen bir Müslümanın okuduğu Fatihadan gerektiği kadar faydalanamaz. Allahü teâlâ böylelerini, ulûhiyet makamında özel hizmet sayılan namaza almadığından, bu önemli hizmetten kovulmuş olur. Bu hizmet için verilecek olan faydalardan mahrum kalır.
Namaz kılmayan, görünüşü bozularak yatağa düşer. Üstünü başını, yatağını, yorganını ve diğer şeylerini pisleterek berbat eder. Öyle olur ki, en yakınları, çocukları, hanımı, ana ve babası da ölümünden nefret eder. Hiç kimseden saygı göremez.. Bu kimse büyük bir padişah da olsa, yine ölüm zamanında nefret edilen bir şekilde ölür.
Namaz kılmayanın ölümünde, gözlerinde korku alametleri, telaş ve hüzün eserleri, gözünü göğe dikme işaretleri görünür. Gözlerinin rengi değişir. Yukarıya veya aşağıya doğru dikilir ki, bakmak mümkün değildir. Burun delikleri kurur. Kuş tüyü yatakta, süslü odada ve sarayda bin bir ihtişam ve debdebe içerisinde bulunsa da, yine zelil ve aşağı olur.
Namaz kılmamakla iman zayıflar. Bu kimsenin namaza saygısı olmadığından melekler, ölüler ve diğer yaratıklar da ona saygı göstermez.
Namaz kılmayan ölürken saçı sakalı karışır. Namaz kılanın ise ölümünde de hayattaki durumu bozulmaz, canlı gibi kalır. Onun ölümünü gören, ölümünden haberdar değilse, uyuduğunu zanneder.
Namaz kılmayan ne kadar çok yemek yese de, yine açlık ızdırabı dinmez. Gittikçe şiddetlenir, dayanılmaz bir hâl alır. Ne kadar fazla ve iyi yemekler yedirilse, bu acı, bu ağrı, bu sızı dindirilemez. Bu ızdırap teskin olunamaz. Hep açlıkla acı çeker. Açlık bir orantı halinde yükselir, artar. Nihayet kıvrana kıvrana can verir; çünkü namazı terk etmek büyük günahtır. Cezası da o nispette büyük olur.
Namaz kılan, güler yüzlü, parlak ve nurani yüzlü olur. Sevinç ve neşe alametleri yüzünde ve gözlerinde aşikâr olur. Kendi kusurlarını ve Hak teâlânın lütuf ve ihsanını görür de, alnından terler dökülür, burnunun delikleri sulanır. Kulak altları ve burun delikleri hafif bir şekilde terler. Güzel bir şekilde kokar. Renginde latif bir güzellik olur. Etrafa güzel kokular yayılır. En lezzetli ve en nefis yemekler yemiş gibi tok ve kanmış olarak vefat eder.
İbadetler imandan parça değildir. Yani inandığı halde bir ibadeti yapmayan veya bir haramı işleyen kâfir olmaz. Ancak namazda sözbirliği olmadı. Hanbeli�de bir namazı özürsüz terk eden kâfir olduğundan öldürülür. Yıkanmaz, kefene sarılmaz, namazı kılınmaz ve Müslümanların kabristanına konulmaz. Ayağına ip bağlanır, murdar bir it gibi, bir çukur kazıp içine konur. Üzerine toprak atılır. Üzerine kabir alameti de yapılmaz. Şafii ve Maliki�de büyük günah işlediği için ceza olarak öldürülür. Hanefi�de namaza başlayıncaya kadar dövülüp hapse atılır. Namaz kılmamak imansız ölmeye, namaz kılmak ise iki cihan saadetine sebep olur.
Namaz ve dindarlık Sual: Namaz kılmadan da, dindar olmak mümkün değil midir? CEVAP Sermayesi olmadan kâr etmek, nasıl mümkün değilse, namaz kılmadan da dindar olmak mümkün değildir; çünkü namaz, dinin direğidir. Namaz kılan, dinini doğrultmuş olur. Namaz kılmayanın, dini yıkılır. Namazları, müstehab zamanlarında ve şartlarına ve edeplerine uygun olarak, mümkünse cemaat ile kılmalı. Muhammed Masum hazretleri, (Bunlardan biri yapılmazsa, yas tutulsa yeridir) buyuruyor. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Bir mümin, namaz kılmaya başlayınca, Cennet kapıları açılır. Rabbi ile arasındaki perdeler kalkar. Bu hâl, namaz bitinceye kadar devam eder.) [Taberani]
Namazın önemi Sual: Bir arkadaş, (Namaz kılmakla Cennete girilemez) derken, başka bir arkadaş da, (Namaz kılmadan Cennete hiç girilmez) dedi. Hangisi doğru? CEVAP İki sözde de, doğruluk ve yanlışlık var. Cennete girmek için, namaz kılmak yeterli değildir. Namaz kılan, ehl-i sünnet itikadında değilse, mutlaka Cehenneme girecek, imanını kurtarabildi ise, sonunda Cennete girecektir. Fakat itikadı doğru olmayanın, iman ile ölmesi çok zordur. İtikadının bozukluğu küfre sebep olmuşsa, o zaman Cehennemde ebedi kalır.
Namaz kılmayan da, imanını kurtarabilirse, günahlarının cezasını çektikten sonra Cennete girebilir. Fakat namaz kılmayanın da iman ile ölmesi çok zordur. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Kıyamette önce, namazdan sorulacaktır. Namaz doğru ise, diğerlerinin hesabı, Allahü teâlânın yardımı ile kolay geçecektir. (2/67)
Vazife elbette mukaddestir Sual: Bazı kimseler, (Ben namaz kılmam ama fakirlere yardım ederim, hayvanlara acırım. Bunlar da ibadettir. Sadece namaz kılmakla olmaz. Vazife mukaddestir. Önce iş, sonra namaz) diyorlar. Namaz kılmayanın yaptığı iyi işler kabul olur mu? CEVAP (Sadece namazla olmaz) demek, namazı hafife almak olur. Namaz sanki iman gibidir. Nasıl ki, imanı olmayanın hiçbir ibadetine, iyiliğine sevap verilmiyorsa, namaz kılmayanın da hiçbir ibadetine sevap verilmez.
(Namaz kılmayanın ibadetleri kabul olmaz.) [Ebu Nuaym]
(Vazife mukaddestir. Önce iş, sonra namaz) diyerek namaz kıldırmamak doğru değildir. Namaz kılmakla işverenin hakkı geçmiş olmaz. Yani işverenin namaza mani olma hakkı olmaz.
Vazife ne demektir? Vazife, âmir tarafından emredileni yapmak, yasak edileni yapmamak demektir. Birkaç âmirin verdiği emir, birbirine benzemiyorsa, daha üstün olan âmirin emri yapılır. Memuriyette ve askerlikte de, birinci vazife büyük âmirin emrini yapmaktır. En büyük âmir kimdir? Vazife elbette mukaddestir. Çünkü hadis-i şerifte, (İnsanların en iyisi, insanlara faydalı olandır) buyuruldu. (Kudai)
İnsanlara ne yapılırsa faydalı olacağını da, en büyük âmir olan Allahü teâlâ bildirmiştir. Birinci vazife, en büyük âmirin emrini yapmak olduğuna göre, en büyük âmir ne diyor? (İmandan sonra en büyük vazife namaz kılmaktır) buyuruyor. Namaz kılmayanın ibadetleri, iyi işleri kabul olmadığı gibi, kazancı da bereketsiz olur.
Namaz kılmak, işi aksatmaz. Hatta namaz kılan, işini daha canla başla yapmaya gayret eder. Namaz kılan, kul hakkından, haramdan korkar, vazifesini ihmal etmez. (Namaz kılmaya vaktim yok) demek veya başka bahane uydurmak, beynamaz mazeretidir, namazın önemini bilmemektir. Hadis-i şerifte, (Bir kimse, namazını kasten, mazeretsiz kılmazsa, Allahü teâlâ onun diğer ibadetlerini faydasız kılar) buyuruldu. (İ.Gazali)
Allahü teâlâ, namaz kılmayanın iyiliklerine sevap vermez. (Sefer-i ahiret)
Namaz dinin direğidir Sual: İşlerimin yoğunluğu sebebiyle namazları vaktinde kılamıyorum. Bir arkadaş, dinde kolaylık vardır, namazların hepsini birleştirip kılmamı söyledi. Gece eve gidince hepsini kıl dedi. İşlerimi aksatmadan namazımı nasıl kılabilirim? CEVAP Namazlarınızı aksatmadan işlerinizi yapmalısınız. Müslüman için en önemli ibadet namazdır. İş aksayabilir, ama namaz asla aksamaz. Namazı aksatanın işinde hayır olmaz.
İşlerin arasında namazı da hallederim zihniyeti salih Müslümana yakışmaz. Onun maksadı namazdır, onun en zevkli anı namazdadır. Namazı gaye bilenin, diğer işleri kolaylaşır.
Dünya ve ahiret saadetimiz için, işlerimizin hayrını görmek için, namazı öne almalı, namaz kılmadan işe başlamamalı. Namaza mani olan işte hayır olmaz.
İşlerin yoğunluğu sebebiyle namaz cem edilmez. Herhangi bir sebeple namaz kazaya kalma tehlikesi varsa, kazaya bırakmamak için cem edilir. Sonra gündüz kılmayıp gece cem edilmez. Öğle ile ikindi, akşam ile yatsı zaruret olunca Hanbeli mezheb taklit edilerek, birleştirilerek kılınır. Namaz her işten önemlidir. Ayakta kılınamazsa, oturarak kılınır, oturarak da kılamayan yatarak kılar. Su bulunmazsa veya suyu kullanmakta sakınca varsa, teyemmüm edilir. Bütün bunlar namazın önemini göstermektedir. Peygamber efendimiz, (Namaz dinin direğidir) buyuruyor. (Taberani, Beyheki)
Direksiz bina olmadığı gibi, namazsız Müslümanlık da olmaz.
Namazsız din olmaz İş arasında namaz kılanlardan olma sen, Mahşer günü saçını yolanlardan olma sen.
Allah�ın her emrini öne almalı kişi, Önce namazı kılıp sonra yapmalı işi.
İş önce gelir diye namazları aksatma, Önce namazını kıl, dini dünyaya satma.
Direksiz bina olmaz, direk varsa yıkılmaz, Namaz dinde direktir, namazsız İslam olmaz.
Vücutta baş ne ise, öyledir dinde namaz, Başsız vücut olmazsa, namazsız da din olmaz.
Başsız beden yürüse korku kaplar insanı, Başsız görür evliya da namaz kılmayanı.
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:32 pm
Namazla alay edilmez
Sual: Bir hoca, (Müslümanlık, sadece yatıp kalkmak değildir, namazdan başka yapılacak çok iş vardır) dedi. Namaz için yatıp kalkmak tabiri uygun mudur? CEVAP Uygun değildir. Kelam, mantık ve matematiğe dair eserleri de olan büyük âlim Sarı Lütfi denilen Tokatlı Molla Lütfi, bir dersinde, insanların doğru namaz kılmadıklarını bildirmek için, (Bizim kıldığımız namaz, yatıp kalkmaktan başka şey değildir) demiş. Onu çekemeyen muhalifleri, (Namaz için yatıp kalma tabirini kullandı) diyerek şikâyet etmişler, yatıp kalkmak tabiri namazı önemsiz görmek kabul edildiği için Hatibzade Muhyiddin efendinin verdiği fetvaya istinaden mahkeme neticesinde Sultanahmet meydanında idam olunmuştur. (1495)
Yavuz Sultan Selim Han, Ahmed ibni Kemal paşaya (Tokatlı Molla Lütfi hocanız imiş. İlmi, irfanı yüksek, değerli, dört başı mamur bir ilim adamı iken idamına sebep ne oldu?) diye sordu. Kemal Paşazâde, (Hocam haset belasına uğradı. Tam bir âlim, kâmil, salih, dindar bir kişi iken, düşmanları haset ettiler, namaza önem vermiyor diyerek katline sebep oldular) dedi.
Şakadan da olsa, başka bir niyetle de olsa, namaza yatıp kalkmak dememelidir. Namazı doğru kılanın her işi düzgün olur. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Namaz, münker ve fahşadan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan her türlü kötülükten, her türlü günahtan] alıkoyar; çünkü zikrullah [Namaz kılmak] elbette en büyüktür ibadettir.) [Ankebut 45; Beydavi]
Bir genç, namaz kılar ve her türlü kötülüğü de yapardı. Bu gencin durumunu Resulullaha bildirdiler. Peygamber efendimiz, (Bir gün gelir namaz, onu diğer günahlardan alıkoyar) buyurdu. Aradan çok zaman geçmedi. O genç günahlarına tevbe etti, iyi hâl sahibi oldu. Bu bakımdan namazı doğru kılmalıdır!
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibadet, namazdır. Namazı düzgün ise, diğer amelleri kabul edilir. Namazı düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez.) [Taberani]
(Allahü teâlâ buyuruyor ki, "Söz veriyorum ki, namazlarını vaktinde, doğru olarak kılana azap etmem, onu sorgu-suale çekmeden Cennete koyarım") [Hâkim]
(Namazı doğru kılanın, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür.) [İ. Ahmed]
Doğru kılınan namaz, bütün kötülüklerden uzaklaştırır. Yani insan namazı doğru kılarsa, dine tam uymuş olur. Dine tam uyan da, hiç bir kötülüğü işlemez, ayrıca dinimizin emrettiği iyi işleri yapmaya çalışır. Namaz gibi çok önemli bir ibadet için yatıp kalkmak tabiri kullanılmamalıdır!
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:33 pm
Kalbim temiz, sen kalbe bak demek
Sual: Bazı kimseler hiç ibadet etmediği ve her çeşit günahı işlediği halde, (Benim kalbim temizdir, sen kalbe bak) diyorlar. Namaz kılmayanın kalbi temiz olur mu? CEVAP Önce kalb ile yüreğin tarifini yapalım! Kalb, göğsümüzün sol tarafındaki et parçası değildir. Buna, yürek denir. Yürek, hayvanlarda da bulunur. Kalb, yürekte bulunan bir kuvvettir. Görülmez. Ampulde bulunan elektrik cereyanı gibidir. Buna, kalb veya gönül diyoruz. Gönül, insanlarda bulunur. Hayvanlarda bulunmaz.
Bedendeki bütün a�za, kalbin emrindedir. His uzuvlarımızın duydukları bütün bilgiler kalbde toplanır. İnanmak, sevmek, korkmak kalbin işidir. İtikad eden, yani iman eden ve kâfir olan, kalbdir. Güzel, iyi ahlakın ve kötü huyların yeri kalbdir. Kalbi temizlemek için riyazet ve mücahede lazımdır. Riyazet, nefsin arzularını yapmamaktır. Nefsimiz, haramları, mekruhları arzu eder. Bunlardan kaçmak lazımdır. Mücahede, nefsin istemediği şeyleri yapmak demektir. Nefsimiz, iyilik ve ibadet yapmak istemez. İyilik ve ibadet ederek kalbi temizlemelidir! Allahü teâlâ, dinleri, Peygamberleri, kalbi temizlemek için gönderdi. Kalbi temiz olan, dinimizin emirlerine uyar, yasak ettiklerinden kaçar. Kalbi kötü olan kimse, İslamiyet�ten kaçar. Dinimizin emirlerini gericilik, tutuculuk olarak kabul eder. Dine uymamayı da ilericilik, uygarlık, özgürlük olarak bilir.
Namaz kılmayan ve kendisine farz olan diğer ibadetleri yapmayan kimsenin kalbi temiz olmaz. Günah işleyenlerin kalbi temiz olmaz. Günah kalbi karartır. Zaten namaz kılmamak en büyük günahlardan biridir. Hatta namaz kılmayana kâfir diyen âlimler bile olmuştur. Namaz kılmayanın, içki içenin kalbi çok kararmış demektir. Her türlü rezaleti işleyip de, sen kalbe bak demek, dinsizlerin veya din cahillerinin sözüdür. Bir yazar, kitabında, bir fasıkı överken, "Çok içki içerdi. Şarabı hamamın kurnasına koyar, oradan içerdi; fakat tertemiz, pırıl pırıl bir kalbi vardı" diyor. Allahü teâlâ ve Peygamber efendimiz, namaz kılmayanın ve içki içenin kalbi temiz olmaz buyururken, cahil yazar, böyle söylemekle Allah�ı ve Resulullahı yalancı çıkarmaya çalışıyor.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Bir kimse, günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta hâsıl olur. Eğer tevbe ederse, o leke silinir. Tevbe etmeyip tekrar günah işlerse, o leke büyür ve kalbin tamamını kaplar, kalb, kapkara olur.) [Harâiti]
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Allahü teâlânın emirlerini yapmamak kalbin bozuk olmasındandır. Kalbin bozuk olması, dine tam inanmamaktır. İmanın alameti, dinin emirlerini seve seve yapmaktır. [Namaz kılmayıp günah işleyenin, (Benim kalbim temiz, sen kalbe bak) demesinin ne kadar cahilce bir söz olduğu buradan da anlaşılır.] Kalb, sevgi yeridir. Sevgi bulunmayan Kalb ölmüş demektir. Kalbde, ya dünya sevgisi veya Allah sevgisi bulunur. Allah�ı anarak, ibadet yaparak, kalbden dünya sevgisi çıkarılınca, kalb temiz olur. Bu temiz kalbe, Allah sevgisi, kendiliğinden dolar. Günah işleyince, kalb kararır, hastalanır, dünya sevgisi yerleşir ve Allah sevgisi gider. Kalbin bu hali, bir şişeye benzer. Su doldurunca, havası çıkar. Suyu boşaltınca, hava kendiliğinden dolar. Bir bardaktaki hava çıkmadıkça içine su girmez. İçine su koyunca da, bu suyu çıkarmadan başka şey koyulmaz. Kalb de bardak gibidir. Kalbi Allah sevgisiyle doldurmak için, başka her şeyi temizlemek lazımdır. Bir kalbde iki veya daha fazla sevgi bulunamaz. Kur�an-ı kerimde, (Allah, insanın içinde iki kalb yaratmamıştır) buyuruluyor. (Ahzab 4)
Nefs-i emmare, dine inanmaz. Bunun için, nefsi, tezkiye etmek, kötülüklerden temizlemek ve faziletlerle doldurmak gerekir. Şems suresinde (Nefsini tezkiye eden [kötülüklerden temizleyip faziletlerle dolduran] kurtuldu. Nefsini günahta, dalalette bırakan zarar etti) buyuruldu. (Şems 9�10)
Hadika kitabında buyuruluyor ki: Haram işleyenlerin, sen kalbime bak, kalbim temiz demeleri yanlıştır. Kendini ve Müslümanları aldatmaktır. Ancak dinin emir ve yasaklarına uyanın kalbi temiz olur. Peygamber efendimiz, (Günaha devam edenlerin zamanla kalbi mühürlenir. O, artık sevap işleyemez olur) buyuruyor. (Bezzar)
(La ilahe illallah) kelimesini çok söylemek, kalbi temizlemekte çok tesirlidir. Her gün, belli miktar okumak iyi olur. Abdestli ve abdestsiz söylenebilir. (1/14)
Rabbimizin gazabını söndürmek için (La ilahe illallah Muhammedün Resulullah) güzel kelimesinden daha faydalı bir şey yoktur. Bu güzel kelime, Cehenneme götüren gazabı söndürünce, daha küçük olan başka gazaplarını elbette söndürür. Bu güzel kelime, Kıyamet için ayrılmış olan 99 rahmet hazinesinin anahtarıdır. Küfür karanlıklarını, şirk pisliklerini temizlemek için, bu güzel kelimeden daha kuvvetli, hiçbir yardımcı yoktur. Bir kimse, bu kelimeye inanınca, imanın zerresi hâsıl olur. (2/37)
Allah�ı anmanın, La ilahe illallah demenin faydalı olabilmesi için dinimize uymak şarttır. Farzları ve sünnetleri yapmak ve haramlardan ve şüphelilerden sakınmak lazımdır. (1/190)
Kalbin Allahü teâlâdan başka şeyleri sevmesi onu karartır, paslandırır. Bu pası temizlemek lazımdır. Temizleyicilerin en iyisi sünnet-i seniyyeye uymaktır. Sünnet-i seniyyeye uymak, nefsin kalbi karartan isteklerini yok eder.
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:33 pm
Her kötülüğün tek ilacı
Sual: Avrupa�da günah işlemek için ortam hazırdır. Büyük günahlardan kurtulmanın çaresi nedir? CEVAP Her türlü günahın tek ilacı vardır. Bu ilaç Kur�an-ı kerimde açıkça bildiriliyor. Bu ilacı kullanan her Müslüman, alışkanlık haline gelen büyük günahlardan mutlaka kurtulur. Ankebut suresi 45. âyet-i kerimesinde (Namaz, münker ve fahşadan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan, esrar, içki, zina, livata gibi her türlü kötülükten] alıkoyar) buyuruldu.
Bir genç, namaz kılar ve her türlü kötülüğü de yapardı. Bu gencin durumunu Resulullaha bildirdiler. Peygamber efendimiz, (Bir gün gelir namaz, onu diğer günahları işlemekten alıkoyar) buyurdu. (Haram işliyorsa, namaz kılmasın) demedi, (Namaza devam etsin) buyurdu. Aradan çok zaman geçmedi. O genç günahlarına tevbe etti, iyi hâl sahibi oldu. Bu bakımdan mutlaka namaz kılmalıdır! Namaz kılmanın fazileti çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ beş vakit namazı farz kıldı. Eksiksiz eda edeni Cennete koyacağına söz verdi. Namaz kılmayana verilmiş bir sözü yoktur, böyle kimseye dilerse azap eder, dilerse Cennete koyar.) [Ebu Davud]
(Müslüman, namaz kılarken günahları başı üzerine konur. Her secde ettiğinde başından dökülür. Namazı bitirince hiçbir günahı kalmaz.) [Taberani]
(Her namaz vakti gelince, melekler, �Ey insanlar, günahlarınız sebebiyle hâsıl olan ateşi namaz kılarak söndürün!� derler.) [Taberani]
Bir kimse, (İman eder, namaz kılar, zekât verir, oruç tutar ve diğer ibadetleri yaparsam, kimlerden olurum?) diye sual edince, Peygamber efendimiz, (Sıddık ve şehidlerden olursun) buyurdu. (Bezzar)
Namaz doğru kılınmazsa Sual: Bir arkadaş namaz kıldığı halde içki ve diğer kötülükleri bırakmıyor. Bu nasıl oluyor? CEVAP Doğru kılınan namaz her türlü kötülükten alıkoyar. (Ankebut 45)
Kötülükten alıkoymayan namaz doğru kılınmıyor demektir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Bir kişinin namazı, kendini fahşa ve münkerden [her türlü kötülükten] alıkoyamıyorsa, Allah�tan uzaklığı artar.) [Taberani]
O halde yapılacak iş, namazı doğru kılmaya çalışmaktır. Namazı doğru kılabilmek için önce itikadın düzgün olması şarttır. Daha sonra diğer şartlar gelir. Guslün ve abdestin doğru olması lazımdır. Bu şartlara riayet eden, mutlaka her türlü kötülüğü bırakır.
Kötülerle gezmek bile çok zararlıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Kötü arkadaş, demirci körüğü gibidir. Üflenince, ateş kıvılcımları seni yakmazsa da, kokusu seni rahatsız eder.) [Buhari]
(İyi arkadaş, güzel koku satan gibidir. Sana koku sürmese de, yanında bulunduğun müddetçe güzel kokusundan faydalanırsın.) [Müslim]
İçki ve namaz Sual: Kocam içkili iken namaz kılıyor. Namazı kabul olur mu? Oruç da tutuyor. İçkiyle orucunu açtığı da oluyor. Namazı da orucu da boşa mı gidiyor? CEVAP Günah ayrı, ibadet ayrıdır. Yani günah işleyen kimsenin de ibadetleri sahih olur. Namaz borcundan, oruç borcundan kurtulur. Ayrıca, doğru kılınan namaz insanı kötülüklerden, günahlardan alıkoyar. Ahirette niçin namaz kılmadın, oruç tutmadın diye sorguya çekilmez. Niye içki içtin diye sorguya çekilir. İçki içenin kıldığı namazlar sahih olur, fakat kabul olmaz. Kabul olmaz demek, sahih olmaz demek değildir. Sahih ve ihlâslı olan her ibadetin sevabı olur. Namaz borcundan kurtulur; fakat namazdan hâsıl olan büyük sevabların hepsine kavuşamaz demektir.
Açık gezen kadının namazı da böyledir. Namaz borcundan kurtulur, namaz kılmakla hâsıl olacak büyük sevabların hepsine kavuşamaz, yani sevabı az olur. Bu sadece içki içen, açık gezen için değil, her çeşit günahı işleyen için de böyledir. Yalan söyleyen, gıybet eden, laf taşıyan kimsenin de namazlarının sevabları azalır.
Namaz kılmayan Sual: Mecusi�nin biri Ramazan ayında çocuğuna dışarıda yemek yedirtmiyor, Müslümanlara saygılı davranıyor ve son nefeste imanla ölüyor. Dini yazılarda ise namaz kılmayan Müslümanın imanla ölmesinin zor olduğu, yani imanının tehlikede olduğu yazıyor. O Müslümanken bile kâfir ölebiliyor da, kâfir nasıl Müslüman ölebilir? CEVAP İslamiyet insanlardan iki şey ister. Birincisi ne bildirilmişse hepsine olduğu gibi iman etmek. İkincisi bu iman ettiklerine hürmet edip, saygı göstermek, hepsini beğenmek. Bunlar imanla ilgilidir. Yapıp yapmamak ise günah ve sevab ile ilgilidir. Bahsettiğiniz örnekte üstelik bir mecusinin yani ateşe tapanın oruca, Müslümanların ibadetine hürmeti, saygısı, onun Müslüman olmasına vesile olabilir ki olmuştur da. Buna benzer olaylar çok olmuştur.
Fakat bir Müslümanın senelerce namaz kılmaması, diğer haramları işlemesi, bunları yaptığı veya yapmadığı için değil, iman ettiği hususlara saygıyı, hürmeti azaltacağı, hatta yok edebileceği için küfre düşme tehlikesi çok fazladır. Namaz dinin direğidir buyuruluyor. Namaz insanı elbette kötülüklerden alıkoyar buyuruluyor. Kendisini koruyucu namazı niyazı yok. Üstelik laf olsun diye, gevezelikle saygıyı hürmeti kaybedenler ise çoktur. Bu yüzden, ikisi çok farklıdır. Birbirine karıştırmamak lazımdır.
Kâfir bir kelime-i şahadet söylerse hemen Müslüman olur, bütün günahları affolur, fakat namaz kılmayan Müslüman, yukarıda açıklamaya çalıştığımız sebepler yüzünden tehlikededir.
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:34 pm
Namaz kılmak kime zor gelir
Sual: Müslüman olmak isteyen gayrimüslimler, (Müslüman oluruz; ama günde beş kere namaz kılmak, yılda bir ay oruç tutarak aç kalmak ve daha başka emirler bize güç geldiği için Müslüman olmuyoruz) diyorlar. İbadet etmek niçin güç gelir? CEVAP Müslüman olana ibadetler güç gelmez. Müslüman olsalar böyle şeyler söylemezler. İmam-ı Rabbani hazretleri, Mektubat�ında buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, kullarına yapabilecekleri şeyleri emretmiştir. Güç yetiremeyeceği işleri emretmemiştir. İnsanları zayıf yarattığı için, kolaylık göstermiştir. Kur�an-ı kerimde mealen buyuruyor ki: (Allah, size hafif, kolay emretmek istedi, çünkü insan, zayıf yaratılmıştır.) [Nisa 28]
Namaz, oruç kolaydır. Zekât için de malın tamamının değil, kırkta birinin verilmesini emretmiştir. Dinin diğer emirlerine dikkatle ve insafla bakılırsa, bu kolaylıklar görülür. Bununla beraber ibadet etmenin güç geldiği kimseler yok değildir. İbadetlerin zor gelmesi, Allahü teâlânın düşmanı olan nefstendir. Namaz kılmak ve diğer ibadetleri yapmak, ancak müminlere kolay gelir. Kalbi kararmışlara zor gelir. Kur�an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Bu din [inanıp ibadet etmek] müşriklere güç gelir.) [Şura 13]
([Her çeşit günahtan çekinmek, oruç tutmak ve diğer ibadetleri yapmak için] Sabrederek ve namaz kılarak Allah�tan yardım isteyiniz. Sabır ve namaz, yalnız Allah�tan korkan müminlerden başkalarına zor gelir.) [Bekara 45]
Namaz kılmamak, imansızlıktan veya iman zayıflığından ileri gelir. İmanın kuvvetli olmasının alameti, dinimizin emirlerine severek, kolaylıkla uymaktır. Bedeni hasta olana bazı işleri yapmak güç geldiği gibi, kalbi ve ruhu hasta olana da ibadet etmek güç gelir. (1/191,289)
Kalbi temizlemek için, iman edip, Allahü teâlânın nimetlerine şükretmek gerekir. Kur�an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Allah�a iman edip, nimetlerine şükrederseniz, size niçin azap etsin?) [Nisa 147]
Allah�a şükretmek, Ona inanıp, emir ve yasaklarına riayet etmekle olur. (3/41)
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:34 pm
Her zikir namaz değildir
Sual: Bazıları, (Kur�an der ki: (Beni zikir için / beni anmak için namaz kıl. Taha 14), (Allah�ı çok zikredin / çok anın. Ahzab 41) Namaz zikirdir yani Allah�ı anmadır. Bir kimse, çıplak da olsa, hayzlı da olsa, cünüp de olsa, Allah�ı anma olan temel öğe düşmez. Hiçbir şey, hiçbir durum namaza engel olamaz) diyorlar. Namaz için abdeste ve gusle ihtiyaç yok mu denmek isteniyor? CEVAP Müslüman böyle iddiada bulunamaz, ancak münafık veya misyoner bulunabilir.
Allah�ı an da nasıl anarsan an, çıplak, hayzlı ve cünüp olmak fark etmez denildiğine göre, namaza inanılmadığı anlaşılıyor. Maksat ise dini bozmaktır. Evet, namaz Allah�ı anmaktır ama her Allah�ı anma işi namaz değildir. Bunun için, (Allah�ı anmak için gusle, abdeste ihtiyaç olmadığına göre, namaz da Allah�ı anmaktır, namaz için de gusle, abdeste ihtiyaç yoktur) demek, sinsi bir şekilde dini bozmaya çalışmak demektir.
Kur�an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde namaz kılmak için gerekli şartlar bildirilmiştir. Her durumda namaz kılınamaz. Namaz için, 1- Hadesten taharet, 2- Necasetten taharet, 3- Setri avret, 4- Vakit, 5- Niyet, 6- İstikbali kıble şartı vardır. Ayrıca namaz içinde de şartlar vardır.
1- Hadesten taharet şartı: Cünüp olanın ve hayzı bitenin gusletmesi, su yoksa teyemmüm etmesi, abdestsiz olanın da abdest alması şarttır. Kur�an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Cünüpken, gusledene kadar namaza yaklaşmayın.) [Nisa 43]
(Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi, ellerinizi dirseklerinize kadar yıkayın, başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp oldunuz ise, gusledin.) [Maide 6]
Hadesle ilgili çok hadis-i şerif vardır. Bazıları şöyledir:
(Abdestsiz kılınan namaz sahih olmaz.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud]
(Hadesten temizlenmeden [abdestsiz, gusülsüz] kılınan namazı Allahü teâlâ kabul etmez.) [Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai]
(Dua rahmetin, abdest namazın, namaz da Cennetin anahtarıdır.) [Deylemi]
(Kadın hayzlı iken namazı bırakır, hayzı bittikten sonra özür kanı devam ederse yıkanır, namazını kılar, orucunu da tutar. Fakat her namaz vakti girince abdest alır.) [Darimi]
(Lohusa kadın kırk gün geçtiği halde, kan devam ederse, özürlü sayılır, yıkanır ve namaza devam eder. Kan devam ederse, her namaz vakti abdest alır.) [Hâkim]
(Gusül, abdesti nesh etmiştir.) [Beyheki] (Yani gusül abdesti ile namaz kılınır, tekrar abdest almak gerekmez.)
(Cebrail aleyhisselam, ilk vahyi getirince, abdesti ve namazı öğretti.) [Dare Kutni]
(Namaz kılarken abdesti bozulan, burnunu tutup namazdan çıksın.) [İbni Mace] (Gören burnu kanadı zannetsin, suizanna sebep olmasın.]
(İki melek birinin kabrine gelip, ona şiddetli bir darbe vurdular. Kabir ateşle doldu. Adam bayıldı. Ayılınca, meleklere, �Neden bana vurdunuz� dedi. Melekler, �Sen temiz olmadığın halde namaz kıldın ve mazlûm birine imkânın varken yardım etmedin� dediler.) [Taberani]
2- Necasetten taharet: Namaz kılacak olanın, elbisesinin ve namaz kılacak yerin temiz olması şarttır. (Hindiye)
Kur�an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Elbisen de temiz olsun.) [Müddessir 4]
3- Setri avret: Erkeklerin diz ile göbek aralarını, kadınların el ve yüz hariç her yerini namazda örtmeleri farzdır. (Redd-ül-muhtar)
Bir âyet-i kerime meali şöyledir: ([Namaz kılarken] Her secde edişinizde ziynetli [temiz, sevilen, güzel] elbiselerinizi giyiniz.) [Araf 31]
4- Vakit: Namaz vakti girmeden kılınmaz. Vaktin girmesi şarttır. (Halebi)
Bir âyet meali şöyledir: (Namaz, müminlere belli vakitlerde farz kılındı.) [Nisa 103]
5- Niyet: Namaz kılacağına niyet etmek de şarttır. (Dürer)
Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Niyetsiz ibadet makbul olmaz.) [Deylemi]
6- İstikbali kıble: Bir âyet meali şöyledir: (Yüzünü mescid-i haram tarafına dön. Siz de nerede bulunursanız bulunun, yüzünüzü o tarafa döndürün.) [Bekara 144]
Bu deliller açıkça gösteriyor ki, namazın dışındaki ve içindeki şartlara riayet etmeden kılınan namaz sahih olmaz.
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:35 pm
Salât ne demektir?
Sual: Namaz kılmayan bazı kimseler, (Namaz, salât yani duadır. Tanrı�yı içten anıp selamlamaktır. Bunun da bir şekli, belli bir saati, zaman dilimi, yeri, kuralı yoktur. İnsan, istediği vakit, istediği dilde, istediği şekilde, istediği yerde dua edebilir. Şimdi kılınan beş vakit namaz, gerçeklere aykırıdır) diyorlar. Peygamber efendimiz, beş vakit namaz kılmadı mı, namaz kılınmasını emretmedi mi? CEVAP Bu tür iddialar, Peygamber efendimize inanmayanların, dinimizi yıkmak isteyenlerin, çeşitli maskeler altında asıl kimliklerini gizleyerek gündeme getirdikleri iddialardır. Hiçbir ilmi değeri yoktur.
Peygamber efendimiz, namaz farz olduktan sonra, beş vakit namaz kılıp, farz olduğunu bildirdi. Eshab-ı kiram ve ondan sonra gelenler hep beş vakit namaz kılmışlardır. Resulullah, hâşâ Kur�an-ı kerimi anlayamadı mı? Salât kelimesini anlayamadı mı? Hâşâ, beş vakit namaz kılması yanlış olsaydı, Allahü teâlâ vahiy gönderip düzeltmez miydi?
Cebrail aleyhisselam, gelip, beş vakit namazın vakitlerini, kılınış şeklini ve diğer bütün hususları bizzat tatbiki olarak öğretti. Peygamber efendimiz de, (Namazı benim kıldığım gibi kılın) buyurdu. (Buhari)
Bir âyet-i kerime meali şöyledir: (Namaz, müminlere belli vakitlerde farz kılındı.) [Nisa 103]
Demek ki, namaz kılmanın belli vakitleri vardır.
Asr-ı saadetten bugüne kadar, camiler, mescidler namaz kılmak için yapılmıştır. Diğer namazlar evde de kılınabilir ama, Cuma namazının, camide cemaatle kılınması gerekir. Beş vakit namazın da, geçerli bir mazeret olmadıkça, camide cemaatle kılınması emredilmiştir. Camilerin, mescitlerin, namaz kılınması için yapılmasını, Allahü teâlâ emretmiştir. Bir ayet-i kerime meali şöyledir:
(Allah�ın mescitlerini ancak Allah�a ve ahiret gününe iman eden, namaz kılan, zekâtı veren ve Allah�tan başkasından korkmayan kimseler imar eder.) [Tevbe 18]
Kur�an-ı kerimde geçen salât kelimesi, namaz değil de dua demek olsaydı, belli zamanı ve yeri olmasaydı, Allahü teâlâ mescit yapılmasını Kur�an-ı kerimde bildirir miydi?
Salât kelimesinin manaları Sual: Hadis kitabındaki bir hadisin tercümesinde, (Bana ilk salât edecek yani namazımı kılacak olan Allah�tır) ifadesi geçiyor. Allah namaz mı kılar? CEVAP Bu yanlışlık, (Salât) kelimesinin yanlış tercüme edilmesinden kaynaklanıyor. (Salât) kelimesi, dua, istiğfar, rahmet gibi anlamlara gelir. Istılahta ise salât, bildiğimiz namaz anlamına gelir. Salât kelimesi her zaman dua veya her zaman namaz diye tercüme edilirse yanlış olur. Cümledeki yerine göre mana verilir. Bir âyet-i kerime meali: (Allah ve melekleri, Resule salât ediyor. Ey iman edenler, siz de salât edin.) [Ahzab 56]
Burada salât, Allahın rahmet, meleklerin istiğfar, müminlerin ise, dua etmesi anlamındadır.
Sualdeki, (Bana salât edecek olan Allah�tır) demek, (Bana rahmet edecek olan Allah�tır) demektir. Ondan sonra müminler, salât-ü selam ederler.
Her dilde olduğu gibi, Türkçede de bir kelimenin çeşitli manaları olur. Cümleye göre anlamı değişir. Mesela yüz kelimesinin birkaç anlamı vardır. Birkaç örnek verelim: 1- Denizde yüz! 2- Ona yüz verme! 3- Bana yüz lira ver! 4- Ne güzel yüz bu� 5- Koyunun derisini yüz! 6- Bıçağın keskin yüzü� 7- Kumaşın yüzü de, astarı da güzeldir. 8- Yoganın ve yastığın yüzünü değiştirdik. 9- Ne yüzle geldin bize? 10- Size gelmeye yüzüm yok. 11- Binanın arka yüzü boyandı. 12- Adamda hiç yüz yok. 13- Bu yüzden uzun yazmak zorunda kaldık.
Ayrıca deyimlerde de yüz kelimesi pek çok geçmektedir. Bazılarını bildirelim: 1- Yüze duramamak, 2- Yüzü kızarmak, 3- Yüzünden kan damlamak, 4- Yüzüne gözüne bulaştırmak, 5- Yüzüne kan gelmek, 6- Yüzünü kara çıkarmak, 7- Yüzünü ağartmak, 8- Onun yüzü suyu hürmetine, 9- Yüz verince astar istemek, 10- Suçunu yüzüne vurmak, 11- Yüz kızartmak, 12- Yüzünden okumak, 13- Yüzü gözü açılmak, 14- Yüzüne gülmek, 15- Yüzüne çarpmak, 16- Yüzünü ekşitmek, 17- Yüzü gülmek, 18- Yüzüne duramamak, 19- Yüzüne hasret kalmak, 20- Yüzü yumuşak olmak.
Kur�an-ı kerimde de el, yüz, göz ifadeleri geçer. Bunlara tek mana verilirse, büyük yanlışlıklara sebebiyet verir. Vehhabiler, kelimenin diğer manalarına bakmadan, Allah�ın eli, yüzü var diyerek küfre girmişlerdir.
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:36 pm
Namaz beş vakittir
Sual: Namaz beş vakit değil mi? Niye üç veya altı vakit diyenler çıkıyor? CEVAP Peygamber efendimiz bize namazın beş vakit olduğunu bildirdi. Senelerce beş vakit kıldı. Artık başka delil aramak gerekmez. Kur�an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Namaz, müminlere belli vakitlerde farz kılındı.) [Nisa 103]
Nisa suresinin 103. âyetinde, (Namaz, belli vakitlerde farz kılındı) buyurulup, ayrıca, beş vaktin hepsi de diğer âyetlerde bildirildiği halde, �Beş vakit namaz� ifadesinin geçmeyişi, kutuplarda ve buralara yakın yerlerde, beş vaktin tamamının teayyün etmemesindendir. (Nimet-i İslam)
İsra suresinin, (Güneşin kayması anından, gecenin kararmasına kadar ve sabah vakti namaz kıl) mealindeki 78. âyet-i kerimenin aslında geçen, (Dülûk-üş şems) öğle ve ikindi, (Gasak-ıl leyl) akşam ve yatsı namazı, (Fecr) de sabah namazıdır. (Beydavi)
Kaf suresinin, (Güneşin doğuşundan ve batışından önce ve gece Rabbini tesbih et) mealindeki 39. ve 40. âyet-i kerimesindeki, güneşin doğuşundan önceki sabah namazı, güneşin batışından önceki öğle ve ikindi namazı, geceki de akşam ve yatsı namazıdır. (Beydavi)
İbni Abbas hazretleri, (Kur�an-ı kerimde beş vakit namazı bildiren âyet hangisi) diye sual edildiğinde, şu mealdeki âyet-i kerimeyi okudu: (Akşama girerken, sabaha ererken, gündüzün sonunda ve öğle vaktinde Allah�ı tenzih edin!) [Rum 17,18]
(Akşama girerken)den maksat, akşam ve yatsı namazı, (sabaha ererken)deki sabah namazı, gündüzün sonundaki, ikindi namazı, öğledeki de, öğle namazıdır. (Celaleyn)
Nur suresinin 58. âyet-i kerimesinde, (salât-ı fecr = sabah namazı) ve (salât-ı işâ = yatsı namazı) ifadesi açıkça geçmektedir.
Bu âyet-i kerimede, (Namazları ve orta namazı [ikindi namazını] kılın) buyuruluyor. Arabi gramere göre, namazlar [salevat] denince, ikiden fazla namaz anlaşılır. Çünkü iki namaz demek için, salevat [namazlar] değil, salâteyn [iki namaz] denilir. Vusta [orta] namaz ikindi namazı olduğuna göre, ikindi hariç, öteki namazların sayısı iki olamaz, ikiden fazla olması gerekir. Üç de olamaz; çünkü VUSTA NAMAZI hariç 4,6 gibi çift sayılı olmalı ki, orta namaz [ikindi namazı] tam ortada olabilsin. Yani ortadaki namaz ikindi olduğuna göre, ondan önce iki namaz, ondan sonra da iki namaz bulunduğu meydana çıkar. Diğer âyetlerdeki namaz vakitleri de dikkate alınınca, namaz vakitlerinin beş olduğunda hiç şüphe kalmaz.
(Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde dosdoğru namaz kıl. Çünkü güzellikler kötülükleri [günahları] giderir. Bu, iyi düşünenlere bir öğüttür.) [Hud 114]
Gündüzün iki tarafındaki namazlar sabah, öğle, ikindi; gecenin yakın saatlerindeki namazlar da akşam ve yatsı namazlarıdır. (Medârik)
Burada Hasenat = Güzelliklerden murat beş vakit namazdır. (Medârik, Beydavi)
Kitap ve Sünnet�ten sonraki delil İcma�dır. Peygamber efendimiz, Eshab-ı kiram ve onlardan sonra bugüne kadar gelen bütün âlimler, beş vakit namaz kılmış, bu hususta kesin bir icma hâsıl olmuştur.
İslam âlimleri de, beş vakit namazın nasıl kılınacağını kitaplara yazmışlar, böylece Kıyas-ı fukaha ile de namazın beş vakit olduğu sabit olmuştur.
İki vakit yeter mi? Sual: Bir yerde şöyle bir hadis okudum: (Meşhur İslam âlimlerinden İmam Ahmed b. Hanbel ve Ebu Davud�un rivayetlerine göre beş vakit namaz kılmaya vakit olmadığını söyleyip �Bana öyle bir şey emret ki yaptığım zaman yeterli olsun� diyen Fudale�ye Hazret-i Muhammed sabah ve ikindi namazlarına devam etmesini, iki vakti kılmasının ona yeterli olacağını söylemiştir.) Yukarıda bildirilen hadis doğru mu? CEVAP Böyle bir ifadeye rastlamadık. Uydurma olma ihtimali vardır; çünkü İslam âlimleri Hazret-i Muhammed demez. Bunu genelde yabancılar söyler. Ayrıca bu ifade, aşağıda bildirilen sahih hadislerin hepsine aykırıdır. Bir vakit namazı kasten terk etmek çok büyük günahtır. Böyle bir hadis varsa eğer, bu olay beş vakit namaz farz olmadan önce vuku bulmuş olabilir; çünkü Miracdan önce, yalnız sabah ve ikindi namazı vardı. Hac, namazdan on yıl sonra farz oldu. Mesela şu hadis-i şerifte, hac�dan hiç bahsedilmiyor:
Saçları dağınık biri [belki de İslamiyet�i öğrenmek için] gelip, Resulullaha sordu: (- Ya Resulallah İslam nedir? - Günde beş vakit namaz kılmaktır. - Beşten fazla değil mi? - Hayır, nafile kılmak isteyen kılabilir. Bir de yılda bir ay ramazan orucu vardır. - Bundan başka, oruç yok mu? - Nafile olarak tutmak isteyen tutabilir. Bir de zengin için malının zekâtı vardır. - Bundan fazlası var mıdır? - İsteyen nafile olarak sadaka verebilir. - Vallahi ne fazla, ne de bundan noksan yaparım. - Bunları yapan kurtuluşa erer.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai]
Yahut sırf o söylenen şahsa ait özel bir durumdur, namaza alışana kadar ona öyle denmiş olabilir; çünkü o zaman din yeni geldiği için, özel olaylar olabiliyordu. Mesela buna benzer bir olay şöyle idi: Bir genç, (Ya Resulallah, yalan, zina ve içkiyi bırakamıyorum. Ne buyurursunuz?) dedi. Resulullah efendimiz, (Yalanı benim için bırak) buyurdu. O genç, kabul edip gitti. Daha sonra, diğer iki günahı işlemek isteyince, (Bu günahları işleyip Resulullahın karşısına çıkınca, "işlemedim" desem yalan olur. Eğer �işledim� dersem, beni cezalandırır) diye düşündü. Diğer iki günahtan da vazgeçti.
Namazın beş vakit olduğuna dair hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir: (İslam beş şey [temel] üzerine kuruldu: 1- Allah�a ve Muhammed aleyhisselamın Onun resulü olduğuna inanmak, 2- Her gün beş vakit namaz kılmak, 3- Senede bir kere malının kırkta birini Müslüman olan fakirlere zekât vermek, 4- Ramazan-ı şerif ayında her gün oruç tutmak, 5- Mekke�ye giderek, ömründe bir kere hac etmek.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai]
(Beş vakit namaz kılanın hâli, evinin önünden akan suda beş defa yıkanan kimse gibidir. Nasıl böyle bir kimse kirden temizlenirse namaz kılan da küçük günahlardan öyle temizlenir.) [Buhari, Müslim, İ.Ahmed, Beyheki, Darimi, Taberani]
(Hazret-i Cebrail inip, bana imamlık yaptı ve kendisi ile birlikte beş vakit namazı kıldım ve beş vakit namazla emrolundum.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai]
(Farz olduğuna inanıp, rükû, sücud, abdest ve vakitlerine riayet ederek beş vakit farz namaza devam edene Cennet vacib, Cehennem haram olur.) [Taberani]
(Beş vakit namazı, ilk tekbire yetişerek kırk gün cemaatle kılana Cennet vacibdir.) [Ebu Ya�la]
(Allah�tan korkun, beş vakit namazı kılın, [Ramazan ayında] oruç tutun, mallarınızın zekâtını, isteyerek verin, âmirinize itaat edin, böylece Rabbinizin Cennetine girin.) [Tirmizi]
(Allah için ibadetinizi ihlâslı yapın. Beş vakit namazı kılın, gönül hoşluğu ile malınızın zekâtını verin, Ramazan orucunu tutun, Hacca gidin, böylece Rabbinizin Cennetine girersiniz.) [Taberani]
(Allahü teâlânın ilk farz kıldığı şey beş vakit namazdır. İlk ortadan kalkacak olan da yine beş vakit namazdır. İlk sorgu da beş vakit namazdan olacaktır.) [Hâkim]
(Kıyamette herkes korku içinde iken korkmayan üç grup insandan biri, sırf Allah rızası için, her gün beş vakit namaza çağıran müezzindir.) [Taberani]
(Allahü teâlâ beş vakit namazı emretti. Güzel abdest alıp, bunları vaktinde kılanı, rükû ve huşularını tamam yapanı affedeceğine söz verdi. Bunları yapmayan için söz vermedi. Onu dilerse affeder, dilerse azap eder.) [Ebu Davud, İbni Mace, Nesai, İ.Malik, İ.Ahmed]
(Beş vakit namaz, güzelce kılan için kıyamette nur, delil ve kurtuluş olur.) [İbni Nasr]
(Allahü teâlâ buyurdu ki: �Beş vakit namazı farz kıldım. Şartlarına uyarak, vaktinde kılanı Cennete koyacağıma söz verdim. Kılmayana verilmiş bir sözüm yoktur.�) [İbni Mace, Ebu Davud]
(Beş vakit namaz ve Cuma namazı, gelecek Cumaya kadar ve Ramazan orucu, gelecek Ramazana kadar yapılan günahlara kefarettir. Büyük günah işlemekten sakınanların küçük günahlarının affına sebep olur.) [Müslim, İ.Ahmed]
(Mirac gecesi, 50 vakit namaz farz oldu. Sonra beş vakte indirildi.) [Buhari, Müslim, İ.Ahmed]
(Allahü teâlâ buyurdu ki: Bende söz ve hüküm asla değiştirilmez. Bu beş vakit namaz karşılığında elli vakit namaz sevabı vardır.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai]
(Bir kadın, beş vakit namazı kılar, orucunu tutar, kendini yabancılardan korur ve kocasına itaat ederse, Cennete istediği kapıdan girer.) [İbni Hibban]
(Beş vakit namazı terk eden, Allahü teâlânın hıfz ve emanından mahrum olur.) [İbni Mace]
(Herkes bozulunca, beş vakit namazı cemaatle kılana her gün yüz şehid sevabı yazılır.) [İ.Nasr]
(Beş vakit namazı cemaatle kılan, Sırat köprüsünü şimşek gibi geçer.) [Taberani]
(Beş vakit namazı kılan, Ramazan orucunu tutan, zekât veren ve büyük günahlardan sakınan herkese, kıyamette, Cennetin sekiz kapısı açılır. Dilediği kapıdan girer.) [Hâkim]
(Beş vakit namazlardan sonra yapılan dua kabul olur.) [Buhari]
(Beş vakit namaza devam edin, çünkü küçük günahlara kefaret olur.) [Taberani]
(Kitab ehli olan bir kavme vazifeli olarak gittiğin zaman, önce, Allah�tan başka ilah olmadığına ve Muhammed�in Allah�ın Resulü olduğuna şehadet etmeye davet et. Bunu kabul ederlerse, Allah�ın günde beş vakit namazı farz kıldığını haber ver. Bunu da kabul ederlerse, Allah�ın kendilerine zenginlerinden alınıp fakirlerine verilen bir sadakayı [zekatı] farz kıldığını söyle.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud]
(Beş vakit namazı kılan, Ramazan orucunu tutan, zekâtını veren ve yedi büyük günahtan kaçan kimseye, Cennetin bütün kapıları açılıp, �Selamet ve emniyet içinde gir� denilir.) [Nesai]
Üç vakit kılmak Sual: Abduhçu biri, (Kur�anda beş vakit ifadesi geçmez, ama Peygamber, hayatı boyunca beş vakit namaz kılmıştır. Bu bakımdan 5 vakit namaz kılmak suç sayılmadığı gibi üç vakit kılmak da caizdir) diyor. Bu kimse, Resulullahın Kur�ana aykırı olarak mı beş vakit kıldığını söylemek istiyor? CEVAP Kur�an-ı kerimde 5 vakit namaz bildirilmemiş de, Resulullah efendimiz kendiliğinden mi 5 vakit kıldı? Bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor: (Miraca çıktığım gece, beş vakit namazla emrolundum.) [Buhari, Müslim]
Hâşâ Resulullah efendimiz, (Beş vakit namazla emrolundum) diye yalan mı söylüyor?
Din düşmanı istediğini söyleyebilir, zaten maksadı dini bozmak ve yıkmak; ama bir Müslümana, bunlarla dostluk kurmak, sözlerine itibar etmek hiç yakışır mı? Dinini, din düşmanlarının şu veya bu maske altında yazdığı kitaplardan öğrenmek, hiç uygun olur mu?
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:37 pm
Namazın farzları
Sual: Namazın farzları nelerdir? CEVAP Namazın farzları 12�dir. Bunların altısı içinde, altısı dışındadır. Dışındaki farzlara şart denir. Namazın içindeki farzlara rükün denir.
A- Namazın dışındaki farzlar:
1- Hadesten taharet: Abdestsiz olanın abdest alması, cünüp veya hayzlı ve nifaslı olanın gusletmesidir.
2- Necasetten taharet: Namaz kılanın, vücudunu, elbisesini ve namaz kılacağı yeri, necasetten yani dinimizde pis sayılan şeylerden temizlemesidir.
3- Setr-i avret: Avret yerini örtmek demektir. Namaz kılarken açması veya her zaman başkasına göstermesi ve başkasının da bakması haram olan yerlerine (Avret mahalli) denir. Erkeğin avret yeri, göbeğinden dizi altına kadardır. Kadınların ise, yüz ve ellerinden başka her yeri avrettir.
4- İstikbal-i kıble: Namaz kılarken kıbleye dönmektir.
5- Vakit: Namazı, vaktinde kılmaktır.
6- Niyet: Namaza dururken kalb ile niyet etmektir. Yalnız ağız ile söylemeye niyet denmez. Namaza niyet etmek demek, ismini, vaktini, kıbleyi, cemaatle kılınıyorsa imama uymayı, kalbden geçirmek demektir. Niyet, başlama tekbiri söylenirken yapılır.
B- Namazın içindeki farzlar:
1- İftitah tekbiri: Namaza başlarken �Allahü ekber� demektir. Başka kelime söylemekle, tekbir alınmış olmaz.
2- Kıyam: Namazda ayakta durmaktır. Ayakta duramayan hasta, oturur. Oturarak kılamayan yatarak ima ile kılar.
3- Kıraat: Namazda, Kur'an-ı kerimden sure veya âyet okumaktır.
4- Rüku: Ayakta okuma bittikten sonra, eğilip elleri dize koymaktır.
5- Secde: Rükudan sonra yere kapanmaktır.
6- Kâde-i âhıre [son oturuş]: Son rekatta Ettehıyyatüyü okuyacak kadar oturmaktır.
Sual: Abdestim yok zannı, fazla olmasına rağmen; yine de, namaz kıldım. Daha sonra, abdestimin olduğunu kesin olarak hatırladım. Abdestli olarak kıldığım bu namaz sahih oldu mu? CEVAP Abdestsiz olduğunu sanarak namaz kılıp, sonra abdestinin olduğunu hatırlayanın namazını tekrar kılması gerekir. Kıbleyi tespit etmeden, vaktin girdiğini bilmeden de, namaza durulmaz.
Sual: Namazda, dudaklarını hiç oynatmadan, kalbden okumak da caiz olur mu? CEVAP Hayır, caiz olmaz. Namazın farzlarından biri de, kıraattir. Kıraat, kendisi işitecek kadar sesli okumaya denir. Kendi işitmezse, o kıraat olmaz. Böyle kılınan namaz, sahih olmaz. Çok kimse, bunu bilmedikleri için, dillerini bile oynatmadan namaz kılıyorlar. Namazları sahih olmuyor.
Sual: Namazda kıraat farzdır. Bu farzı yerine getirmek için Fatiha ile bir zammı sure okumak mı gerekiyor? CEVAP Hayır. Kıraat Kur�an okumak demektir. Fatiha veya zammı sure okununca kıraat farzı yerine gelmiş olur. Fatiha ve zammı sure okumak vacibdir. Diğer mezheplerde Fatiha okumak farzdır.
Sual: Hasta olduğu için veya ağza koyduğu ilaçtan dolayı namazda sure ve duaları okuyamayan, ne yapar? CEVAP Böyle sebeplerle okuyamayan, okumadan kılar. (Halebî-yi kebir)
Sual: İftitah tekbiri ne zaman söylenir? Eller kulağa kaldırılmadan önce mi, yoksa kulağa kaldırdıktan sonra mı? CEVAP Namaza başlarken, eller tekbirden önce kaldırılır. Esah olan budur. Hidaye�de de böyle bildirilmiştir. (F. Hindiyye)
Eller kulaklara kaldırıldıktan sonra tekbir alınır. (Dürr-ül-muhtar)
Eller tekbirden önce kaldırılır sözü, İmam-ı a�zam ve İmam-ı Muhammed�in kavlidir. Bahr ve Nehr�de de, Hidaye�deki gibi bildirilmiştir. Evla olan, bu kavildir. (Redd-ül-muhtar)
Bu ifadelerin açıklaması ise şöyledir: Eller kulağa kaldırıldıktan sonra tekbir alınır. Yani eller, kulaktan ayrılırken (Allahü ekber) demeye başlanıp, göbek altına bağlanırken bitirilir. (S. Ebediyye)
Rükû ve secde farzdır Sual: Rükûda ve secdede ne kadar durmak farzdır? CEVAP Rükû için belini eğmek, secde için alnını yere koymak farzdır. Buralarda bir veya üç kere (Sübhânallah) diyecek kadar durmak vacibdir.
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:38 pm
Güzel abdest nasıl alınır?
Sual: Güzel abdest almak, nasıl olur? CEVAP Önce güzel abdest almanın faziletini bildirelim. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Abdeste devam et ve güzel abdest al ki, ömrün uzasın.) [Harâiti]
(Güzel abdest alıp camiye giren Allah�ın misafiri olur. Allahü teâlâ da misafirine mutlaka ikram eder.) [Beyheki]
(Güzelce abdest aldıktan sonra, �Eşhedü en la ilahe illallahü vahdehü la şerikeleh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resulühü� diyene Cennetin sekiz kapısı açılır.) [Nesai]
(Güzelce alınan abdest, imanın yarısıdır.) [İbni Hibban]
(İlk sorgu abdestten olacaktır. Abdesti güzel ise, sıra namaza gelir.) [Beyheki]
(Hiçbir günahkâr yoktur ki, güzelce abdest alıp iki rekât namaz kılarak mağfiret dilesin de, affedilmiş olmasın.) [Tirmizi]
(Güzelce abdest alıp namazını cemaatle kılanın bütün günahları affolur.) [Müslim]
(Güzelce abdest alan günahlarından sıyrılmış olur.) [Buhari]
(Güzelce abdest alıp bir din kardeşini ziyaret eden, Cehennemden uzaklaşır.) [Ebu Davud]
(Güneş yükselince [işrak vaktinde] güzelce abdest alıp iki rekât namaz kılanın bütün günahları affolur.) [İ.Ahmed]
(Güzelce abdest alıp, huşu içinde namaz kılmak, küçük günahlara kefaret olur. Bu durum ömür boyu devam eder.) [Müslim]
Güzel abdest nasıl alınır? Peygamber efendimiz bunu şöyle tarif etmiştir: (Güzel abdest, abdestin farz ve sünnetlerini yerine getirmek suretiyle alınan, mükemmel abdesttir.) [Tirmizi]
Ağız, burun, yüz, kol ve ayakları, ayrı ayrı su ile, üç kere yıkamak gerekir. Her birinde, uzvun her yeri ıslanmalıdır. Üç kere su dökmek değil, üç kere tam yıkamak sünnettir. Üçten az veya fazla yıkamak mekruhtur.
Maalesef musluktan abdest alanlar, bu sünneti ihmal ediyorlar. Elleri, kolları ve ayakları birer kere yıkıyorlar. Ayak parmaklarını da bir kere hilallemekle yetiniyorlar. Üç kere su döküp bir kere yıkamak sünnete aykırı olduğu gibi, bir kere çok su döküp de, üç kere yıkamak da sünnete aykırıdır. Ayrı ayrı üç kere su döküp, üç kere ovarak yıkamak gerekir.
Her uzuv üç kere yıkanır Sual: Abdestte her uzvu üç kere yıkıyoruz. Fakat ayakları ben bir defa yıkıyorum, su akarken kalbimden üç kere saymam yetmiyor mu? CEVAP Kalbden üç kere saymakla olmaz. Ayakları da ayrı su ile üç kere yıkamak gerekir. Tam İlmihal�de diyor ki: (Yıkanacak yerleri, üç kere yıkamaktır. Her birinde, uzvun her yeri ıslanmalıdır. Üç kere su dökmek değil, üç kere tam yıkamak sünnettir.)
Nimet-i İslam kitabında, abdestin sünnetlerinin dokuzuncusunda diyor ki: (Yıkanacak uzvu üçer kere yıkamaktır. Maksud, su ile üç defa kaplayarak yıkamaktır. Yoksa bir uzvu yıkarken, bir defa aldığı su ile o uzvu üç kere yıkamakla sünnet hâsıl olmaz. Üçten fazla yıkayan haddi aşmış olur, üçten eksik yıkayan da zulmetmiş olur.) [Maksud: Kastedilen şey, gaye, arzu.]
Eğer her yıkayışta, musluk kapatılır veya ayak musluktan çekilirse, sünnete uyulmuş olur.
Abdeste unutulan sünnetler Sual: Güzel abdest alınmalı deniyor. Güzel abdest, farzına, sünnetine ve müstehabına uyularak ve mekruhlarından sakınılarak alınan abdest olduğuna göre, unutulan veya uyulmayan sünnet ve müstehablar nelerdir? İşlenen mekruhlar var mıdır? CEVAP Genel olarak unutulan sünnetlerden bazıları şunlardır:
1- Abdeste başlarken, Besmele okumak.
2- Elleri, bilekleri ile beraber, ayrı ayrı su ile üç kere yıkamak.
3- Ağzı, ayrı ayrı su ile üç kere yıkamak. Ağzı yıkarken, oruçlu değilse, hafif gargara yapmak veya suyu boğaza ulaştırmak, abdeste de, gusülde de sünnettir. Oruçlu iken mekruhtur. [Daha çok unutulan sünnetlerden birisi de budur.]
4- Dişleri bir şeyle temizlemek.
5- Yüzünü yıkarken, iki kaşın altını ıslatmak.
6- Başın tamamını bir kere mesh etmek. [Daha çok unutulan sünnetlerden birisi de budur. Maliki�de başın tamamını mesh etmek farzdır.]
7- Yıkanacak yerleri, üç kere ayrı su ile yıkamak. [Genelde ayaklar bir kere yıkanıyor. Üç kere ayrı ayrı su ile yıkanması gerekir. Daha çok unutulan sünnetlerden birisi de budur.]
8- Yüzü yıkarken, abdeste niyet etmek.
9- Her uzvu birbiri arkasından yıkarken başka işle uğraşmamak.
Abdestin unutulan müstehablarından bazıları şunlardır:
1- Abdesti, namaz vakti girmeden önce almak.
2- Kıbleye karşı abdest almak.
3- Her uzvu yıkarken, kelime-i şehadet okumak.
4- Ayak parmaklarının aralarını hilallerken, sol elin küçük parmağı ile ve alt taraflarından hilallemek.
5- Ayak parmaklarını her üç yıkayışta da hilallemek.
Abdestte işlenen mekruhlardan bazıları şunlardır: 1- Her uzvu üçten eksik veya fazla yıkamak. [Suyun pahalı olması, havanın çok soğuk olması, suya muhtaç olmak gibi özürlerle üçten eksik yıkamak, mekruh olmaz.]
2- Ayaklarını yıkarken kıbleye doğru uzatmak.
3- Abdestte ve gusülde suyu israf etmek.
Baş nasıl mesh edilir? Sual: Başın tamamı kolayca nasıl meshedilir? CEVAP Mesh etmek, ıslak eli sürmek demektir.
Başı, kulakları ve enseyi birlikte mesh edebilmek için, iki el ıslatılıp, iki elde de, üç bitişik ince parmak birbirine yapıştırılıp, iç tarafları, başın önünde, saçların başlangıcına konmak üzere iki el başa konur. İki elin bu üç parmağının uçları, birbirine dokunmalıdır. Baş ve şehadet parmakları ve avuç içleri havada olup, başa dokunmaz. İki el, arkaya doğru çekilerek, üçer parmak, başı mesh eder. Eller, arkadaki saç kenarına gidince, üçer parmak, baştan ayrılıp, iki elin avuç içleri, başın yan tarafındaki saçlar üzerine yapıştırılıp, arkadan öne çekilerek, başın yan tarafları mesh edilir. Sonra şehadet parmakları kulakların iç tarafına ve başparmakların iç yüzü, kulak arkasına konup, kulaklar yukarıdan aşağı mesh edilir. Sonra, diğer üç parmakların dış yüzleri enseye konup, ensenin ortasından, iki tarafına doğru çekilerek mesh edilir. (S. Ebediyye)
Kulaklar nasıl mesh edilir? Sual: Kulaklar hangi parmakla mesh edilir? CEVAP Kulakların dışı başparmakla, içi şehadet parmağı ile mesh edilip, küçük parmaklar deliğe sokulup tahrik edilir. (İslam Ahlakı)
Şehadet parmakları kulakların iç tarafına ve başparmakların iç yüzü, kulak arkasına konup, kulaklar yukarıdan aşağı mesh edilir. Kulağı mesh ederken birer parmağı, kulak deliğine sokmak müstehabdır. (S. Ebediyye)
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:38 pm
(Güzelce alınan abdest, imanın yarısıdır.) [İbni Hibban]
(Abdest alanın, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür.) [Taberani]
(Can alıcı melek gelince, abdestli olan, şehidlik mertebesine kavuşur.) [Taberani]
(Bir mümin, abdest için yüzünü yıkayınca, gözü ile işlediği günahların hepsi su ile birlikte dökülür. Ellerini yıkayınca, elleriyle işlediği günahlar, suyun son damlası ile dökülür. Ayaklarını yıkayınca, ayakları ile işlediği günahlar, su ile dökülür. Böylece bütün [küçük] günahlardan temizlenmiş olur.) [Müslim]
(Abdest için yüzünü yıkayınca günahların kirpiklerinden dökülür. Ellerini yıkayınca el tırnaklarından, başını mesh edince başından, ayaklarını yıkayınca ayak tırnaklarından günahların dökülür. Namazın sevabı yanına kalır.) [Ramuz]
Abdest alanın bütün küçük günahları affolur. Büyük günahları, insan ve hayvan hakları kendisine veya vârislerine ödenmedikçe günahları affedilmez. Nafile ibadetin sevabına kavuşabilmek için imanda ve farzlarda kusurlu olmamak, haramlardan kaçıp günahlara tevbe etmek ve o işi ibadet olarak yapmaya niyet etmek şarttır. (İ. Ahlakı)
Namaz kıldıktan sonra tekrar abdest almak sevabdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Abdestli iken abdest alana on sevab verilir.) [İbni Mace]
(Abdest üzerine abdest, nur üzerine nurdur.) [İ. Gazali]
(Meşakkat olmasaydı, her namaz için abdest almayı emrederdim.) [İ. Gazali]
(Allahü teâlâ buyurdu ki: Abdesti bozulunca abdest almayan bana cefa etmiş olur. Abdest alıp da, iki rekât namaz kılmayan da bana cefa etmiş olur. İki rekât namaz kılıp da benden bir ihtiyacını istemezse yine bana cefa etmiş olur. Abdest alıp, iki rekât namaz kıldıktan sonra dua edenin duasını kabul etmezsem ben de ona cefa etmiş olurum. Halbuki ben cefa etmem.) [Şir�a]
(Abdest alınan suyun artanından içmek 70 türlü derde devadır. Bunun en aşağısı hem [sıkıntı, keder]dir.) [Deylemi]
(Abdestten sonra Kadir suresini okuyanın elli yıllık günahı affolur.) [Halebi]
(Abdestten sonra Kadir suresini okuyan sıddıklardan, 2 defa okuyan şehidlerden yazılır. 3 defa okuyan, Peygamberlerle haşrolur.) [Deylemi]
(Abdest alıp, iki rekât namaz kılan, Cennete girmeye layık olur.) [Halebi]
(Abdest alıp, 2 rekât namaz kılanın günahları affolur.) [Buhari]
(Güzelce abdest alanın, iki namaz [kılacağı namaz ile gelecek namaz vakti] arasındaki günahlarının hepsi affolur.) [Buhari]
(Abdestten sonra, on defa salevat-ı şerife getirenin gamı gider, duası kabul olur.) [Ey Oğul İlmihali]
(Ancak [kâmil] mümin, devamlı abdestli durabilir.) [İbni Mace]
Abdestli olmaya devam edene, Allahü teâlâ şunları ihsan eder: 1- Melekler onun yanından ayrılmaz. 2- Devamlı sevab yazarlar. 3- Bütün azaları tesbih eder. 4- Uyuyunca melekler, insan ve cin şerrinden korur. 5- Sekerat-ı mevti kolaylaşır. 6- Abdestli iken Allahü teâlânın emanında olur. 7- İftitah tekbirini kaçırmaz.
Allahü teâlâ, Hazret-i Musa�ya buyurdu ki: (Ya Musa, sana bir musibet gelince abdestsiz isen, kusuru kendinde bul!) [Şir�a]
Evliya-i kiram, her zaman abdestli durabilmek için, az yiyip az içerlerdi. İmam-ı Malik hazretleri, üç günde bir yemek yerdi. Sebebi sorulunca, (Allahü teâlânın huzurunda sık sık helaya gidip gelmekten utanıyorum) buyurdu. (Envar-ül-Kudsiyye)
Yatağa abdestli girmenin fazileti de büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kim, yatağa abdestli yatarsa, o gece bir melek sabaha kadar "Ya Rabbi bu kulunu affet!" diye dua eder.) [Hâkim]
(Abdestli yatıp Allahü teâlâyı anarak uyuyan, uyanana kadar namazda sayılır. Bir melek onun için ibadet eder. Uyandığı zaman yine Allahü teâlâyı anarsa, o melek, bu kulun affı için Allah�a dua eder.) [İbni Hibban]
(Abdestli yatan, gece ibadet eden, gündüz oruç tutan gibidir.) [Deylemi]
(Abdestli yatan, gece vefat ederse şehid olur.) [İbni Sünni]
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:39 pm
Abdestin farzları
Sual: Dört mezhebe göre, abdestin farzları nelerdir? CEVAP Hanefi mezhebinde: 1- Yüzü yıkamak, 2- İki kolu yıkamak, 3- Başın en az dörtte birini meshetmek, 4- İki ayağı yıkamak.
Maliki mezhebinde: 1- Niyet, 2- Yüzü yıkamak, 3- İki kolu yıkamak, 4- Başın tamamını mesh etmek, 5- İki ayağı yıkamak, 6- Muvalat [ara vermeden, uzuvları peş peşe yıkamak], 7- Delk [yıkanan yerleri ovmak.]
Şafii mezhebinde: 1- Niyet, 2- Yüzü yıkamak, 3- İki kolu ellerle birlikte yıkamak, 4- Başın, az bir kısmını mesh etmek, 5- İki ayağı yıkamak, 6- Tertip [Sırayla yıkamak.]
Hanbeli mezhebinde: Abdestin farzı altıdır. Abdestin şartları da farzdır. Bu farzlar da dâhil edilince, abdestin farzları on oluyor: 1- Niyet, 2- Besmele çekmek, 3- Yüzü yıkamak, 4- Ağzı yıkamak, 5- Burnu yıkamak, 6- İki kolu ellerle birlikte yıkamak, 7- Başın tamamını mesh etmek, [Kulaklar başa dâhildir.] 8- İki ayağı yıkamak, 9- Tertip, 10- Muvalat.
Abdestte dört mezhebe uymak Sual: Abdest alırken dört mezhebe uymaya da, niyet etmek uygun olur mu? CEVAP İyi olur. Zaten Hanefi mezhebine uygun, yani farz, sünnet ve müstehablarına uyarak abdest alan kimse, diğer üç mezhebe de uymuş olur. Mesela abdest alırken: 1- Niyet Hanefi�de sünnet, diğer üç mezhepte farzdır. 2- Besmele çekmek, Hanefi�de sünnet, Hanbeli�de farzdır. 3- Ağza, burna su vermek, Hanefi�de sünnet, Hanbeli�de farzdır. 4- Başın tamamını meshetmek, Hanefi�de sünnet, Maliki ve Hanbeli�de farzdır. 5- Tertip yani sıra ile yıkamak, Hanefi�de sünnet, Şafii ve Hanbeli�de farzdır. 6- Muvalat, yani ara vermeden yıkamak Hanefi�de sünnet, Maliki�de ve Hanbeli�de farzdır. 7- Delk, yani uzuvları ovmak, Hanefi�de sünnet, Maliki�de farzdır.
Görüldüğü gibi, Hanefi�ye uygun abdest alan, yani farz, sünnet ve müstehablarına da riayet eden diğer mezheplere göre de abdest almış olur.
Dört mezhepte abdesti bozan şeyler Sual: Diğer hak mezheplerimize göre abdesti bozan şeyler nelerdir? CEVAP Deriden kan çıkınca, Hanefi�de abdest bozulur. Diğer üç mezhepte bozulmaz.
Deve eti yemek ve ölü yıkamak Hanbeli�de abdesti bozar, diğer üç mezhepte bozmaz.
Mahrem olmayan kadının eline veya derisine çıplak olarak dokununca Şafii ve Hanbeli�de abdest bozulur. Maliki�de şehvetli dokunursa bozar. Hanefi�de şehvetli de olsa bozmaz.
Yüz, kollar ve ayaklar Sual: Abdestte, yüz, kollar ve ayakların neresi yıkanır? CEVAP Yüz, iki kulak memesi ve saç kesimiyle çene arasıdır. İki kol, dirsekleriyle birlikte; iki ayaksa, iki yandaki topuk kemikleriyle birlikte yıkanır. Bu uzuvların farz olan yerden biraz fazlasını yıkamak müstehab, daha fazla yıkamak mekruh olur. (S. Ebediyye)
Çene altı Sual: Abdestte çene altını yıkamak gerekir mi? Çene altı avret midir? CEVAP Hanefi�de çene altını yıkamak gerekmez. Şafii�de gerekir. Kadınlar çene altını da kapatmalıdır.
Elleri yıkamak Sual: Abdestin farzları içinde elleri yıkamak bildirilmeyip sünnetleri arasında bildirildiğine göre, elleri yıkamak sünnet mi oluyor? CEVAP El kola dâhil olduğu için, elleri de yıkamak farzdır. Abdeste başlarken elleri yıkamak ise, sünnettir.
Başı mesh ederken Sual: Abdestte elimizdeki ıslaklığın saçımızın dibine yani başımıza temas etmesi gerekiyor mu? CEVAP Hayır, sadece saçların üstüne değmesi gerekir.
Saçın arkasını mesh etmek Sual: Abdestte başın dörtte birini mesh etmek farzdır. Saçımız bozulmasın diye saçımızın arkasını mesh etsek caiz olur mu? CEVAP Farz yerine gelir. Ancak sünnete uygun mesh etmek için başın tamamını mesh etmek gerekir.
Eşarba mesh etmek Sual: Kadın olarak dışarıda abdest alırken, saçımızın görünmemesi için, eşarbın üstüne mesh etmek caiz olur mu? CEVAP Hayır, caiz olmaz. Hanefi�de başın tamamını mesh etmek sünnet, dörtte birini mesh etmek ise farzdır. Bunun için, eşarbı çözmeden, hiç değilse, dörtte birini, mesela başın arka kısmını mesh etmek şarttır. Maliki�yi taklit edenin başının tamamını mesh etmesi farzdır.
Takke üstüne mesh Sual: Takke veya sarık üzerine mesh caiz mi? CEVAP Hayır.
Uzun saçı mesh ederken Sual: Kadının çok saçını mesh etmesi nasıl olur? Saçın üst yüzüne ıslak eli değdirmek mi yoksa hem üstünü hem altını iyice elini gezdirip ıslatmak mı? CEVAP Saçı uzunsa tutup aşağıya doğru çeker, yani saçın sonuna kadar. Altını falan ıslatmak gerekmez, yaş elin değmesi yeter.
Eldeki yaşlıkla mesh Sual: Kolları yıkadıktan sonra, eldeki yaşlıkla başı mesh caiz mi? CEVAP Hayır.
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:47 pm
Abdestin sünnetleri
Sual: Abdestin sünnetleri nelerdir? CEVAP Bazıları şunlardır:
1- Abdeste başlarken, Besmele okumak.
2- Elleri, bilekleri ile beraber, üç kere yıkamak.
3- Ağzı, ayrı ayrı su ile, üç kere yıkamak.
4- Burnu, ayrı ayrı su ile, üç kere yıkamak.
5- Kaş, sakalı ve bıyık altındaki görünmeyen deriyi, yüzü yıkarken ıslatmak.
6- Yüzünü yıkarken, iki kaşın altını ıslatmak.
7- Sakalın, sarkan kısmını mesh etmek.
8- Sakalın, sarkan kısmını sağ elin yaş parmaklarını tarak gibi sokarak hilallemek.
9- Dişleri bir şey ile ovmak, temizlemek.
10- Başın her tarafını bir kere mesh etmek.
11- İki kulağı bir kere mesh etmek.
12- El ve ayak parmaklarının arasını hilallemek.
13- Enseyi üçer bitişik parmaklarla, bir kere mesh etmek.
14- Yıkanacak yerleri, üç kere yıkamak.
15- Yüzü yıkarken abdeste kalb ile niyet etmek.
16- Tertibe riayet etmek. Yani uzuvları sıra ile yıkamak.
17- Delk etmek, yani yıkanan yerleri ovmak.
18- Muvalat. Yani her uzvu birbiri arkasından yıkarken başka işle uğraşmamak.
Sünneti terk Sual: Bir özürden dolayı abdestin bir sünnetini terk etmek caiz mi? CEVAP Özür varsa caizdir.
Sadece farzlarını almak Sual: Abdestin sadece farzlarını almak mekruh mu? CEVAP Evet, zaruretsiz öyle alınırsa mekruh olur. Mesela her organı bir iki kere yıkamak mekruhtur. Üç kere yıkamak sünnettir. Bir keresi farzdır.
Abdest ve gusülde niyet Sual: Abdest veya guslederken niyet, eli yıkarken mi yoksa yüzü yıkarken mi yapılır? CEVAP Her ikisi de olur, burnu yıkarken de, ağzı yıkarken de olur. Niyet edilmese bile Hanefi�de abdest ve gusül yine sahih olur.
Niyet nedir? Sual: Gusül ve abdestte niyet, kalben etmek mi yoksa ne yaptığını bilmek midir? CEVAP Kalben niyet etmektir, bilmek değil sadece.
Abdestin ilk sünneti Sual: Abdestin ilk sünneti nedir? CEVAP Helaya girerken ve abdeste başlarken besmele çekmektir.
Ağza ve burna su vermek Sual: Abdestte, ağza ve burna su vermek, dört mezhepte de, sünnet midir? CEVAP Hanbeli mezhebinde farz, diğer üç mezhepte sünnettir. (Mezahib-i Erbaa)
Su tasarrufu Sual: Su tasarrufu için, abdestte uzuvları birer kere yıkamak caiz midir? CEVAP Caiz değildir. Su çok az ise, su bulma imkânı da yoksa, o zaman bir kere yıkamak caiz olur.
Parmak aralarını hilallemek Sual: Şir�atül İslam tercümesinin 95. sayfasında, (El parmaklarının arasını hilallemek sünnet, ayak parmaklarını hilallemek ise farzdır) deniyor. Bu yanlış değil mi? CEVAP Evet, yanlıştır. Şir�a şerhinde, bunun gibi başka hataların da olduğunu, daha önceki yazılarımızda bildirmiştik. Muteber kitaplarda deniyor ki: Abdestte, el ve ayak parmaklarını hilallemek, müekked sünnettir. (Redd-ül-muhtar, F. Hindiye, M. Erbaa, Dürer ve Gurer)
Abdestte sıra Sual: Bazı kimseler abdestte, yüzlerini yıkadıktan sonra başa mest yapıp sonra kolları yıkıyorlar. Sünnet şekli yüzü, sonra kolları yıkamak, sonra başa mesh etmek değil midir? CEVAP Evet Hanefi�de o sıra ile yıkamak sünnettir. Şafii�de ise farzdır. Bütün din kitapları böyle yazar. Kur�an-ı kerimde abdest âyetinin meali şöyledir: (Ey inananlar, namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, başlarınızı meshedip topuk kemiklerine kadar ayaklarınızı yıkayın.) [Maide 6]
Abdestin âyetteki sıraya göre alınacağı hadis-i şeriflerde de bildirilmiştir. Birinin meali şöyledir: (Hazret-i Osman abdest alırken, üç defa ellerini yıkadı; sonra üç defa ağzını ve burnun içini; sonra üç defa yüzünü; üç defa dirseklerine kadar sağ ve sol kolunu yıkadı; sonra da başının tamamını meshedip üç defa sağ ayağını, üç defa sol ayağını topuklarına kadar yıkadı. Sonra, �Resulullah böyle abdest alıyor� dedi.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi]
Boğazı mesh etmek Sual: Abdestin sünnetleri sayılırken boynu mesh etmek tabiri geçiyor. Boyun mesh edilirken ense ve boğaz da mesh edilir mi? CEVAP Ense mesh edilir, boynun yanları mesh edilir, fakat boğazı mesh etmek bid�attir.
Boynu mesh etmek Sual: Boynu mesh etmek bid�at mi? CEVAP Boynu mesh etmek, bid�at değil sünnettir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: Resulullah, başının tamamını, kulaklarının da iç ve dış kısımlarını mesh ederdi. (Tirmizi, Ebu Davud)
Boynu meshetmeye müstehap diyenler var ise de, el-Bahr ve diğer kitaplarda sünnet olduğu bildirilmiştir. Gırtlağı mesh etmek ise bid�attir. (Redd-ül-muhtar)
Yine Nimet-i İslam kitabının abdestin sünnetlerinin on altıncısında diyor ki: (Baş ve kulaklardan sonra, iki elin arkası ile boynu mesh etmek.)
Boynu meshetmenin sünnet olduğu bütün fıkıh kitaplarında vardır.
Kaşın altını ıslatmak Sual: S. Ebediyye�de (Yüzünü yıkarken, iki kaşın altını ıslatmak sünnettir) ifadesi geçiyor. Kaşın altından maksat, kaşlarla göz kapakları arası mıdır? CEVAP Hayır. Kaşların dipleri demektir.
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:49 pm
Abdestin edepleri
Sual: Abdestin edepleri nelerdir? CEVAP Edep, burada yapılması sevab olup, yapılmazsa hiç günah olmayan şeyler demektir. Hâlbuki sünneti yapmak sevab olup, yapmamak, tenzihi mekruhtur.
Abdestin edeplerinden, bazıları şunlardır:
1- Abdesti, namaz vakti girmeden önce almak.
2- Helâda taharetlenirken, kıbleyi sağ veya sol tarafa almak.
3- Su ile taharetlenmek. Temizleninceye kadar yıkamalıdır.
4- Taharetlendikten sonra, bez ile kurulanmak.
5- Taharetlendikten sonra, avret mahallini hemen örtmek.
6- Başkasından yardım istemeyip, abdesti kendisi almak.
7- Kıbleye karşı, abdest almak.
8- Abdest alırken konuşmamak.
9- Her uzvu yıkarken, kelime-i şehadet okumak.
10- Abdest dualarını okumak.
11- Ağzına sağ el ile su vermek.
12- Burnuna sağ el ile su vermek, sol el ile temizlemek.
13- Ağzı yıkarken, dişleri Misvak ile temizlemek.
14- Ağzı yıkarken, oruçlu değilse, ağzı çalkalamak, yani boğazında hafif gargara yapmak.
15- Burnu yıkarken, suyu kemiğe yakın çekmek.
16- Kulağı mesh ederken birer parmağı, kulak deliğine sokmak.
17- Ayak parmaklarının aralarını tahlil ederken, sol elin küçük parmağı ile ve alt taraflarından tahlil etmek.
18- Elleri yıkarken, geniş yüzüğü yerinden oynatmak. Dar, sıkı yüzüğü oynatmak ise farzdır.
23- Abdestten sonra Sübha, yani iki rekât namaz kılmak.
24- Abdestli iken, abdest almak. Yani namaz kıldıktan sonra, abdestli iken, yeni namaz için bir daha abdest almaktır.
25- Yüzü yıkarken, göz pınarını, çapakları temizlemek.
26- Yüzü, kolları, ayakları yıkarken, farz olan yerlerden biraz fazlasını yıkamak.
27- Abdest alırken, kullanılan sudan, elbiseye, üste, başa sıçratmamak.
Abdest alınca kurulanmak Sual: Abdestten sonra havlu ile kurulanmak caiz midir? Şafiiler niçin kurulanmıyor? CEVAP Hanefi�de abdest aldıktan sonra kurulanmak caizdir, mahzuru yoktur. Hatta müstehap diyen âlimler vardır. Kışın soğukta kurulanmasa zararı olabilir. Ekvatora yakın sıcak memleketlerde kurulanmak o kadar önemli değildir. Şafii�de kurulanmamak evladır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Abdest aldıktan sonra temiz bir havlu ile kurulanmakta beis yoktur. Kurulanmamak iyidir. Çünkü abdest suyu, diğer amellerle beraber tartıya girer.) [İ. Asakir]
Çeşmeden içmek Sual: Abdestten artan suyu, kıbleye karşı ayak üzere içmek müstehabdır. Çeşmeden içmek de olur mu? CEVAP Evet.
Üç defa hilallemek Sual: Abdestte ayak parmaklarını üç defa hilallemek müstehap mı? CEVAP Evet.
Sol elle hilallemek Sual: Ayak parmaklarını, sol elin başparmağı ile de hilallemek caiz mi? CEVAP Evet.
Kolları sıvarken Sual: Abdest için kolları sıvamaya sağdan mı başlanır? CEVAP Evet.
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:49 pm
Abdestin mekruhları
Sual: Abdestin mekruhları nelerdir? CEVAP Şunlardır:
1- Ayaklarını yıkarken kıbleye doğru uzatmak.
2- Abdest alırken avret yerini açmaktır.
3- Suyu israf etmek, çok kullanmak.
4- Suyu yeterinden az, yağ sürer gibi az kullanmak.
5- Yüzüne suyu çarparak vurmak.
6- Abdest aldığı suya üflemek.
7- Abdest alırken konuşmak.
8- Abdest aldığı suya veya leğene tükürmek veya sümkürmek.
9- Gargara yaparken boğazına su kaçırmak.
10- Gözünü yummak veya pek açmak.
11- Soldan başlamak.
12- Sağ eliyle sümkürmek.
13- Sol eliyle ağzına veya burnuna su vermek.
14- Güneşte kalıp ısınmış su ile abdest almak.
15- Arkasını kıbleye dönmek.
16- Gözünü yummak.
17- Gözünü pek açmak.
18- Müstamel sudan sakınmamak.
19- Dünya kelamı söylemek.
20- Üçten eksik veya fazla yıkamak.
Abdest alırken Sual: Abdest alırken yapılması uygun olmayan şeyler nelerdir? CEVAP Bazıları şunlardır:
1- Helâda, kırda abdest bozarken, kıbleyi öne, arkaya getirmek mekruhtur.
2- Taharetlenmek için, biri yanında avret yerini açmak haramdır.
3- Sağ el ile taharetlenmemelidir.
4- Su olmadığı zaman, gıda maddesiyle, gübre ile, kemik ile, hayvan gıdası ile, kömür ile ve başkasının malı ile, saksı, kiremit parçası ile, kamış ile ve yaprak ile ve bez ile, kağıt ile taharetlenmek mekruhtur.
5- Abdest a�zasını, hududundan pek aşırı veya eksik olarak yıkamamalı ve üçten az veya çok yıkamak mekruhtur.
6- Ağzı ve gözleri sıkı kapamamalıdır. Dudağın görünen kısmında ve göz kapağında ıslanmadık az bir yer kalırsa, abdest kabul olmaz.
7- Baş, kulaklar veya enseden birini, her defasında eli ayrı ayrı ıslatarak, birden fazla mesh etmemeli. Her defasında ıslatmadan tekrarlanabilir.
8- İhtiyaç olmadıkça, abdest alırken dünya kelamı konuşmamalı.
Tembih: Zaruret, mecburiyet olmadıkça aşağıdaki hususlara da riayet etmelidir:
1- İki eli çolak olan, taharetlenemez. Kolları toprağa, yüzünü duvara sürerek teyemmüm eder. Yüzünde de yara varsa, namazı abdestsiz kılar, terk etmez.
2- Hasta olana, hanımı, çocukları, kardeşleri abdest aldırabilir.
3- Taş ve benzerleri ile taharetlenmek, su yerine geçer.
4- Deli olan veya bayılan kimse, 24 saatte ayılamazsa, iyi olunca, namazlarını kaza etmez. İçki ile veya uyuşturucuyla, ilaç ile aklı giden, her namazı kaza eder. Yatarak başı ile ima edemeyecek kadar ağır hastalığı 24 saatten çok devam eden kimseden, aklı başında olsa bile, namaz sakıt olur.
5- Helâya özel pijama veya elbise ile ve başı örtülü girmek müstehaptır.
6- Helâya girerken elinde, Allahü teâlânın ismi ve Kur�an-ı kerim yazılı bir şey bulunmamalı. Cepte olursa mahzuru olmaz. Muskanın da mahzuru olmaz.
7- Helâya sol ayakla girip, sağ ayakla çıkmalıdır.
8- Helâda konuşmamalıdır.
9- Avret yerine ve necasete bakmamalı, helâya tükürmemelidir.
10- Helâda bir şey yiyip içmemeli, şarkı söylememeli, sigara içmemeli, sakız çiğnememelidir.
11- Hiçbir suya, cami duvarına, kabristana ve yola abdest bozmamalıdır.
Suya abdest bozmak Sual: Hiçbir suya abdest bozmamalı deniyor, klozet içindeki sular da, buna dâhil midir? CEVAP Hayır, klozetteki su, buna dâhil değildir. Orası zaten abdest bozma yeridir. Abdest bozulması uygun olmayan sular; insan veya hayvanların içtiği yahut insanların kullandığı sulardır. Bunlar da, ırmak, çay, göl, gölet, havuz ve su birikintileridir.
Dört kere yıkamak Sual: Abdestte bir uzvu üçten az veya fazla yıkamak mekruh oluyor. Şaşırıp bir uzvu dört yıkasak mekruh olur mu? Bir de namaz kılarken rükû veya secdelerde tesbihleri dalgınlıkla üç yerine dört söylesek ne gerekir? CEVAP Dinimizde unutmak, yanılmak, şaşırmak özür olur. Abdest alırken bir uzvu, iki mi, üç mü yıkadım diye tereddüt edilse, bir kere daha yıkanılıp bırakılır. Bu yıkadığımız dördüncü bile olsa, kasten yapmadığımız için mekruh olmaz. Rükû veya secdelerde tesbihler 3, 5, 7, 9 ve 11 gibi tek söylenir. Şaşırıp da, 4, 6 gibi çift söylenirse hiç mahzuru olmaz.
Şüphe eden Sual: Bazen abdest alırken, bir yeri, üç kere mi, iki kere mi yıkadım diye şüphe ediyorum. Üçten eksik veya fazla yıkamak mekruh olduğuna göre, ne yapmam gerekir? CEVAP Her zaman böyle oluyorsa vesvesedir, bir şey yapmak gerekmez. Çok nadir oluyorsa, bir kere daha yıkanır, böyle olunca dört kere yıkanmış olsa bile mekruh olmaz; çünkü kasıtlı olarak dört defa yıkanmış olmuyor. Kasıtlı olarak, yani bilerek, bir uzvu üç defadan az veya çok yıkamak mekruhtur.
Güneş enerjisi Sual: Güneş enerjisi ile ısınan su ile abdest almak mekruh mu? CEVAP Güneş enerjisinden aletler vasıtası ile ısınıyorsa, mekruh olmaz. Güneşte kalarak ısınmışsa tenzihen mekruh olur.
Nur üstüne nur Sual: S. Ebediyye�de, (Namaz kıldıktan sonra, abdestli iken, yeni namaz için bir daha abdest almak müstehabdır) denirken, bir başka yerde, (Abdesti kullanmadan yeni bir abdest almak mekruhtur) deniyor. Aradaki fark nedir? CEVAP Abdest aldıktan sonra, onu kullanmadan, mesela Mushaf�a dokunmadan veya namaz kılmadan, tekrar abdest almak mekruh olur. Kullandıktan sonra, tekrar abdest almak ise, nur üstüne nurdur, müstehabdır. Üç hadis-i şerif meali:
(Eğer ümmetime meşakkat vereceğimi bilmeseydim, onlara her namaz kılacakları vakit [abdestli olsalar da], abdest almalarını emrederdim.) [İ. Ahmed]
(Abdestli iken abdest alana, on hasene [on sevab] yazılır.) [Tirmizi]
(Abdest üstüne abdest almak, nur üstüne nurdur.) [İhya, Dürr-ül muhtar]
Sıcak su için Sual: Soğuk günlerde abdest alırken sıcak su gelmesi için musluğu fazla açmak israfa girer mi? CEVAP İsraf olmaz, kasten yapılmıyor.
Ayakları yıkarken Sual: Kıbleye karşı abdest alırken lavaboya ayağımızı kaldırınca diz kıbleye geliyor. Mahzuru var mı? CEVAP Kıbleye ayakları uzatmak mekruh olur. Ya yan durmalı veya varsa başka muslukta yıkamalı.
Abdestte israf Sual: Abdest alırken, musluğu hep açık tutmak israf olur mu? CEVAP Az açmak, israf olmaz.
Yellenince Sual: Yellenince yıkamak gerekir mi? CEVAP Yellenince yıkamak mekruh olur; ama yellenirken pislik de çıkarsa yıkamak gerekir.
Diş fırçalamak Sual: Abdest aldıktan sonra diş fırçalamak mekruh mu? CEVAP Hayır; fakat diş kanayabilir ve abdest bozulabilir. Abdestten önce yapmak gerekir.
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:50 pm
Abdesti bozan şeyler
Sual: Abdesti bozan şeyler özetle nelerdir? CEVAP Yedi şey abdesti bozar:
1- Önden ve arkadan çıkan şeyler. (Kulağa akıtılan ilaç, ağzından çıksa, idrar yoluna konan pamuk, ıslanıp düşse, kadınların rahme koyduğu ilaç, geri gelse abdesti bozar.)
2- Ağızdan çıkan necis şeyler. (Ağız dolusu kusmak, kan tükürmek bozar.)
3- Deriden kan ve irin gibi şeylerin çıkması. (Göz hastalığı sebebiyle, gözünden ağrıyla yaş akması, burnundan veya kulaktan gelen kan ve irinin dışarı çıkması bozar. Maliki'de ise bozmaz.)
4- Uyumak. (Bir yere dayanıp uyusa, dayandığı şey alınınca düşecek gibi olursa bozulur.)
5- Bayılmak. (Sarası tutarsa veya delirse abdest bozulur.)
6- Namazda kahkaha ile gülmek.
7- Mübaşeret-i fahişe, yani karı koca çıplak olarak avret yerlerini sürtünmek.
Mübaşeret-i fahişe Sual: (İki cinsel uzvu, çıplak olarak birbirine sürtmek abdesti bozmaz) deniyor. Bu sahih bir kavil midir? CEVAP Mübaşeret-i fahişe yani çıplak olarak seveteyni [iki çirkin yeri] birbirine sürtmek, İmam-ı Muhammed�e göre bozmaz, Şeyhayn�a yani İmam-ı a�zam ile İmam-ı Ebu Yusuf�a göre, erkeğin de, kadının da abdestini bozar. Bazı kitaplar, İmam-ı Muhammed�in kavlini esas almışlarsa da, (Halebi, Dürr-ül-muhtar, Mizan-ül-kübra) gibi kıymetli kitaplarda, Şeyhayn�ın kavlinin müftabih olduğu, bununla amel etmek gerektiği bildirilmektedir. Mezahib-i Erbaa�da da Şeyhayn�ın kavli esas alınmıştır. İhtiyata muvafık olanı da budur.
Fitil Sual: Tam İlmihal�de, (Bir şeyin hepsi girip çıkarsa, abdesti de, orucu da bozar) deniyor. Erkeğin arkadan, kadının ön veya arkadan kullandığı fitil, abdesti ve orucu bozar mı? Bir de çubuklu bir aletle hap konuyor, bu farklı mı? CEVAP Gündüz oruç iken, içeri tamamen giren şey, orucu bozar. Fitil de bozar. Yarısı dışarıda kalırsa orucu bozmaz. Fitil içeri girdikten sonra, dışarı çıkarsa abdesti bozar. Fitil içeri girip çıkmazsa, abdesti bozmaz. Çubukla konan farklıdır; çünkü içeri girince, çubuğa az da olsa içeriden bir yaşlık bulaşır. Yaşlık, çubukla dışarı çıkınca abdest bozulur.
Gülmek Sual: Cenaze namazında ve tilavet secdesi yaparken, kahkaha ile gülmek, abdesti bozar mı? CEVAP Abdesti bozmaz ama namaz ve tilavet secdesi bozulmuş olur. (Redd-ül-muhtar, Hindiyye)
Ağızdaki kan Sual: Ağızdaki kanı yutmak abdesti ve orucu bozar mı? CEVAP Ağzın içi, abdestin bozulmasında, iç organ sayılır. Orucun bozulmasında, bedenin dışı sayılır. Bunun için, dişten ve ağızdaki yaradan çıkıp ağızdan dışarı çıkmayan kan abdesti bozmaz. Ağızdan dışarı çıkınca, tükürükten çoksa bozar. (Halebi)
Ağız bazen bedenin içi sayılır. Bunun için, oruçlu kimse, tükürüğünü yutarsa, orucu bozulmaz. İnsanın içindeki necasetin mideden bağırsağa geçmesi gibi olur. Ağızdaki yaradan yahut mideden ağza kan çıkması, abdesti ve orucu bozmaz. Bu kanı tükürünce veya yutunca, tükürük kandan çok ise, yani sarı ise, yine bozulmaz. Mideden gelen başka şeyler ağza geldiği zaman da böyle olup, abdest ve oruç bozulmaz. Ağız dolusu, ağızdan dışarı çıkarsa, ikisi de bozulur. Ağzın içi, bazen de, bedenin dışı gibi olur. Ağza su alınca oruç bozulmaz. (Bahr-ür-râık, Cevhere)
Demek ki, ağızdaki kanı tükürünce orucu bozulmaz, yutunca da abdest bozulmaz. Kan yutulursa oruç bozulur, tükürülünce de abdest bozulur.
Dişteki kan Sual: Dişim kanıyor. Tükürünce tükürükten fazla oluyor. Bazen ayda bir veya haftada bir burnum kanıyor. Elde olmadan gelen bu kanlar abdesti bozar mı? CEVAP Evet, bozar; ama Maliki mezhebi taklit edilirse, böyle elde olmadan akan kanlar semavi özür olduğu için bozmuyor. Yaradan çıbandan kan akması, basurdan kan gelmesi, elde olmadan idrar damlaması birer semavi özür oluyor ve Maliki�de abdesti bozmuyor. Onun için Maliki�yi taklit etmenizi tavsiye ederiz.
Tükürükteki kan Sual: Tükürükteki kanın tükürükten çok olması, renk yönünden midir? CEVAP Evet.
Kan emilince Sual: Sülük, tahtakurusu, sivrisinek gibi haşereler kan emse abdest bozulur mu? CEVAP Sülük, çok kan emerse, etrafa yayılıp abdesti bozar. Diğerleri bozmaz.
Sivrisinek Sual: Sivrisinek soktuğu zaman abdest bozulur mu? CEVAP Bozulmuş olmaz.
Kan pıhtısı Sual: Sümük içindeki kan pıhtısı abdesti bozar mı? CEVAP Kan pıhtısı abdesti bozmaz. Akan kan abdesti bozar.
Burundan gelen katı kan Sual: Burundan katı kan gelmesi abdesti bozar mı? CEVAP Bozmaz.
Toplu iğnenin başı kadar Sual: Toplu iğnenin başı kadar çıkan kan, abdesti bozar mı? CEVAP Bozmaz.
Yaradan su çıkınca Sual: Kaşıdığımız yaralardan su çıkınca abdest bozulur mu? CEVAP Mayasıl, parmak arası pişinti, kabarcık, uyuz, çiçek suları ve yakı konulan yerden çıkan sular abdesti bozmaz diyen âlimler vardır. Zaruret halinde buna göre amel olunur. (Redd-ül-muhtar)
Sivilceden çıkan kan Sual: Abdest alırken sivilcelerin kimi patlıyor ve çok uzun süre kan akıyor. Bunlarla ilgili abdest alırken nasıl hareket etmeliyim? CEVAP Kan işinin en kolay yolu Maliki mezhebini taklit etmektir. Maliki mezhebini taklit ediyorum diye kalbinizden geçirirseniz sivilcelerden çıkan kanlar abdestinizi bozmaz.
Yaradan çıkan su Sual: Yaradan çıkan renksiz su abdesti bozar mı? CEVAP Yaradan ağrılı çıkan renksiz su, abdesti bozar. Ağrısız olarak çıkıyorsa, abdesti bozmaz. Ağrısız gibi, ağrılı çıkan renksiz suyun da, abdesti bozmayacağını bildiren âlimler olduğu için, uyuz, çiçek ve egzamalı olanların bu kavle uymaları caiz olur.
Toksinli su Sual: Bazı hastalıklar için ayak altına Chi patche denilen Çin yakısı vuruluyor. Bu yakı, vücuttaki toksinleri emiyor. Yakı, çıkarıldığı zaman su ile ıslatmış gibi yamyaş oluyor. Sağlam deriden çıkan bu toksinli su, abdesti bozar mı? CEVAP Aynen ter gibidir, dört mezhepte de abdesti bozmaz.
İlaç dışarı çıkarsa Sual: Deri altına enjektörle verilen ilâç, dışarı çıkınca abdest bozulur mu? CEVAP Bozulmaz. İlâçla birlikte kan da çıkarsa bozulur.
Kulağa damlatılan ilaç Sual: Kulağıma damlattığım yağlı ilaç, ağzımdan ve burnumdan geldi. Abdestim bozuldu mu? CEVAP Kulağa damlatılan yağ, burundan çıkınca bozmaz, ağızdan çıkarsa bozar.
Ellerini çenesine dayayarak uyumak Sual: Teşehhüddeki gibi oturup veya bağdaş kurup iki dirseğini iki dizi üzerine koyarak ellerini çenesine dayayıp uyumak veya taburede dirseğini dizine dayayıp uyumak abdesti bozar mı? CEVAP Evet, bozar.
Temkinli uyumak Sual: Sandalye veya koltukta sırtımızı arkaya dayamadan, kollarımızı, dizlerimizin üstüne yaslayarak otururken uyumak bozar mı? CEVAP Temkinli olursa bozmaz. Temkinli olmak demek, abdestin bozulmaması için dikkatli olmak demektir. Dayandığı şey çekilince düşmezse temkinli uyuyor demektir, bozmaz.
Gözyaşı Sual: Baş ağrısı sebebiyle gözden yaş gelse, abdest bozulur mu? CEVAP Bozulmaz. Gözden ağrı ile gelirse bozar.
Soğan doğrarken Sual: Soğan doğrarken, gözden çıkan yaş, abdesti bozar mı? CEVAP Hayır, bozmaz.
Çapak Sual: Gözden çapak çıkması abdesti bozar mı? CEVAP Bozmaz.
Sivilceden çıkan Sual: Yüzdeki sivilceden veya siyah kabarcığın içinden çıkan kuru iltihap gibi olan şey abdesti bozar mı? CEVAP Bahsettiğiniz şeyler, yağ bezleri falan ise abdesti bozmaz.
Baş dönmesi Sual: Hap içip başı dönse, sallanarak yürüse abdest bozulur mu? CEVAP Baş dönmesi bozmaz, hap sarhoş etmişse bozulur.
Kulaktaki akıntı Sual: Kulaktaki akıntı, ağrısız olarak dışarı çıksa abdesti bozar mı? CEVAP Evet.
Kıl kurdu ve solucan Sual: Kendiliğinden çıkan kıl kurdu ve solucan, abdesti bozar mı? CEVAP Bozar.
Kıl çekince Sual: Yüzden kıl çekilince, kıl dibindeki yağ bezesi de kıl ile dışarı çıkarsa abdest bozulur mu? CEVAP Bozulmaz.
Şeytan tırnağı Sual: Şeytan tırnağı denilen, tırnak kenarında ete batan kısım koparılınca abdest bozulur mu? CEVAP Abdest bozulmuş olmaz. Saç, sakal, bıyık, tırnak kesmekle de abdest bozulmuş olmaz. Kesilen yerleri yıkamak lazım olmaz. Derideki yaraya merhem sürülmüş ise, merhemin üstü yıkanır. Yıkamak yaraya zarar verirse, mesh edilir. Yıkadıktan sonra merhem düşerse, altı iyi olmuş ise, altı yıkanır, iyi olmamış ise, yıkanmaz.
Küfre düşen Sual: Küfre düşüren bir söz söyleyip sonra tevbe eden kimse, önceki abdestiyle namaz kılabilir mi? Yani küfre düşenin abdesti bozulur mu? CEVAP Evet, abdesti bozulur. Gusletmesi de müstehab olur. (Hindiyye)
Namazda yel kaçıran Sual: Bir kimse her namazda yel kaçırdığını hissediyor. Başka zaman olmuyor, ne yapmak lazım? CEVAP Bu konuda hadis-i şerif var. Bunu şeytan yapıyormuş. Dübür kısmını üflüyor, insanı şüpheye düşürüyormuş. Onun için Peygamber efendimiz, (Bir ses ve koku duymadıkça abdestiniz bozulmuş olmaz) buyuruyor. Demek ki bu vesvesedir, önem vermemek gerekir. Eğer, elinde olmadan gerçekten yel çıkıyorsa, o zaman Maliki mezhebini taklit eder. Maliki mezhebinde elde olmadan gelen gaz abdesti bozmaz.
Yel ve idrar kaçırmak Sual: Ara sıra elde olmadan yel ve idrar kaçırmak abdesti bozar mı? CEVAP Maliki taklit edilirse bozmaz.
Önden çıkan yel Sual: Erkeğin ve kadının önünden çıkan yel, abdesti bozar mı? CEVAP Bozmaz.
Alkollü parfüm Sual: Alkollü parfüm kullanmak abdesti bozar mı? CEVAP Bozmaz, namaza da mani olmaz.
Şehvetle bakmak Sual: Yabancı kadına şehvetle bakmak Hanefi ve Maliki mezheplerinde abdesti bozar mı? CEVAP Şehvetle bakmak haram ise de abdesti bozmaz. İbadetlerin sevablarını yok eder.
Müstehcen resime bakmak Sual: Müstehcen resim ve porno filmleri izlemek guslü ve abdesti bozar mı? CEVAP Guslü de bozmaz, namaz abdestini de; ama bunları seyretmek haramdır, günahtır. Mezi gelirse abdesti, meni gelirse guslü de bozar.
Alkollü krem ve kolonya Sual: İçinde alkol bulunan cilt kremi veya kolonya abdesti bozmaz mı? CEVAP Bozmaz, namaza da mani olmaz.
Abdestin bozulmasıyla günah farklıdır Sual: Deniz kenarında bikinili bayanları görüyoruz. Bu durumda guslümüz ve abdestimiz bozulur mu? CEVAP Bikinili kadınlara bakınca namaz abdesti de bozulmaz, gusül abdesti de. Fakat bakmak günah olur.
Saçını erkeklerin görmesi Sual: Bir bayanın abdest aldıktan sonra, saçlarını erkeklerin görmesi abdesti bozar mı? CEVAP Bozmaz. Günah ayrı abdestin bozulmuş olması ayrıdır.
Kadın doktorunun abdesti Sual: Erkek veya bayan kadın doktoru veya ebe, Ramazanda, abdestli iken bir kadına doğum yaptırsa, orucu, guslü veya abdesti bozulur mu? CEVAP Hanefi mezhebindeki kadın doktorunun veya ebenin, Ramazan-ı şerifte doğum yaptırmakla orucu, abdesti ve guslü bozulmuş olmaz. Zaruretsiz erkek doktora doğum yaptırmak caiz olmaz.
Kumar ve abdest Sual: Kumar oynamak abdesti bozar mı? CEVAP Kumar oynamak büyük günah ise de, kumar oynamakla abdest bozulmaz; fakat tekrar abdest almak müstehabdır. (Ebussuud Efendi Fetvaları)
Oyun kâğıtları Sual: Oyun kâğıtlarına el sürmek ve parasız eğlence için oynamak abdesti bozar mı? CEVAP Bozmaz, fakat kâğıt oynamak mekruhtur. Çayına bile oynansa haram olur.
Tavla oynamak Sual: Tavla oynamak abdesti bozar mı? CEVAP Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Tavla oynadıktan sonra kalkıp namaz kılan, irin ve domuz kanı ile abdest alıp namaz kılana benzer.) [İ. Ahmed]
Yani tavla oynamak her ne kadar abdesti bozmaz ise de, yeniden abdest almalıdır.
Ayağa batan ok Sual: Hazret-i Ali, ayağına batan bir okun acısını duymamak için, (Ben namaza durunca çıkarın) buyuruyor. Hâlbuki ayağı yaralı olduğu için kan akıyor. Bu durumda abdest bozulacağı için namaz bozulmuş olmaz mı? Hazret-i Ali niye böyle namaz kıldı? CEVAP Yarasından kan akan özür sahibi olabilir. O haliyle namaz kılar. Devamlı idrar ve yel kaçıran da özürlü olarak namazını kılar. Sonra diğer üç mezhepte kanamak abdesti bozmaz. Belki Hazret-i Ali�nin ictihadı da öyle idi.
Uyku abdesti bozar Sual: Vehhabiler, Mekke�de yatıp uyuduktan sonra, kalkıp namaz kılıyorlar. Bunların mezhebinde uyumak abdesti bozmuyor mu? CEVAP Dört hak mezhepte de yatıp uyumak abdesti bozar. Vehhabilerin dört hak mezhebin dışında oldukları buradan da anlaşılıyor. Uykunun abdesti bozmasında dört mezhebe göre bazı farklılıklar vardır:
Hanefi mezhebinde: Makatın gevşek olacağı bir halde, mesela yan veya sırt üstü yatarak veya dirseğine yahut bir şeye dayanıp uyumak abdesti bozar. Dayandığı şey çekilince düşmezse, bozulmaz. Namazda düşmeden uyumak abdesti bozmadığı gibi, namaz dışında dizleri dikip, başını dizlerine koyarak, diz çökerek, bağdaş kurarak, teverrük ederek uyumak da bozmaz.
Hanbeli mezhebinde: Her ne hal ve şekilde olursa olsun uyku, abdesti bozar. Ancak az sayılan oturma ve ayakta durma hâlindeki hafif uyku abdesti bozmaz.
Maliki mezhebinde: Ağır uyku, kısa sürse de abdesti bozar. Yatsa da, otursa da, secde hâlinde olsa da, hatta ayakta olsa da abdesti bozar. Kısa bir an olursa bozmaz.
Şafii mezhebinde: Eğer makatı yere yerleşmiş ise, uyumak abdesti bozmaz. Bunun haricindeki uyku şekilleri bozar.
Şu halde yatarak uyumak dört mezhepte de abdesti bozuyor. (Mezahib-i Erbaa, Mizan-ül Kübra, Hindiyye)
Demek ki, dayanmadan uyumak, sadece Hanefi mezhebinde bozmuyor. Fellahların, yatıp uyuduktan sonra, kalkıp abdest almadan namaz kılmaları, dört mezhepte de caiz değildir.
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:51 pm
Abdestsiz namaz kılmak
Sual: Abdestsiz namaz kılınır mı? CEVAP Elbette kılınmaz. Abdest, namazın şartlarındandır. Abdestin farzları, sünnetleri, edepleri ve yasak olan şeyleri vardır. Abdestsiz olduğunu bilerek, zaruretsiz namaz kılan kâfir olur.
Abdestli zannederek kılan Sual: Abdestim yok zannı, fazla olmasına rağmen; yine de, namaz kıldım. Daha sonra, abdestimin olduğunu kesin olarak hatırladım. Abdestli olarak kıldığım bu namaz sahih oldu mu? CEVAP Abdestsiz olduğunu sanarak namaz kılıp, sonra abdestinin olduğunu hatırlayanın namazını tekrar kılması gerekir. Kıbleyi tespit etmeden, vaktin girdiğini bilmeden de, namaza durulmaz.
Abdestsiz kıldığını hatırlayan Sual: Öğleyi kıldıktan sonra abdestsiz olduğumu hatırladım. Yeniden kılmam gerekir mi? CEVAP Evet, yeniden kılmak gerekir. Namaz vakti çıktıktan sonra hatırlayan da, kaza eder. Abdestli olduğunu zannederek, abdestsiz kılınan namaz sahih olmaz; fakat niyetine karşılık çok sevab verilir. Temiz zannederek necis su ile abdest alıp kılınan namazın şartı noksan olduğu için sahih olmaz ise de, niyet ettiği için sevab verilir. Şartlarına uygun olduğu için sahih olan bir namaz, riya ile, gösteriş için kılınırsa, sevab hâsıl olmaz. (Eşbah)
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:51 pm
Abdest ve sular
Sual: Deniz suyu ile içinde koli basili bulunup da içilmeyen su ile abdest alınabilir mi? Guslederken sabun, su kazanının içine düşse, o su ile gusletmekte mahzur var mıdır? İçine ayran, sirke dökülmüş su ile abdest alınır mı? CEVAP Deniz suyu temizdir. İçilebilir de. Fakat tuzlu olduğu için içilmiyor diye, "abdest alınmaz, gusledilmez" şeklinde bir kaide yoktur. Necis olduğu için içilmeyen bir su ile abdest alınmaz. Fakat koli basili bulunduğu için içilmeyen bir su ile abdest alınır. Bir kazanın içine bir kaşık tuz konsa, o su ile abdest alınabilir.
Eriyemeyecek kadar çok tuz konursa, o zaman böyle bir tuz eriyiği ile abdest alınmaz.
Bir kazan suya bir kaşık ayran veya sirke katılsa, bu su ile abdest alınır. Bir suya süt, ayran gibi bir şey karışıp, suyun rengini değiştirecek kadar çok olursa, o su ile abdest alınmaz. Kavun suyu ve şeker karışıp da suyun tadı değişmezse, böyle bir su ile abdest alınır. Tadı değişecek kadar çok konursa, o su ile abdest alınmaz.
Meyve suları içildiği halde, hiçbirisi ile abdest alınmaz. Zemzem suyu ile abdest alınır, gusledilir. Bir suya mürekkep damlayıp suyun rengini değiştirmezse, o su ile abdest alınır. Karışan sıvı, suyun üç vasfı olan renk, koku ve tadından birini değiştirirse, o su ile abdest alınmaz, gusledilmez. Bunun istisnaları vardır. Mesela, fasulye, nohut, mercimek soğuk suda kalıp suyun üç sıfatı yani rengi, kokusu ve tadı değişse bile akıcılığını kaybetmediği müddetçe böyle su ile abdest alınır. Et suyunun rengi, kokusu ve tadı değişmemiş bile olsa, yine et suyu ile abdest alınmaz.
Bir suya temiz şeyler karışıp, suyun rengi değiştiği halde, su ismi değişmemişse, o su ile abdest alınır. Küçük bir havuza, az bir necaset düşürse, suyun üç sıfatı değişmese de yine, o su ile abdest alınmaz. Uzun zaman durmakla, üç sıfatı değişen su, pis olmaz. Bununla abdest alınır.
Müstamel su Sual: Müstamel su nedir? Bu su ne işe yarar? CEVAP Abdestte ve gusülde kullanılmış olan suya müstamel su denir. Cenaze yıkanmış su da, yemekten önce ve sonra, sünnet olduğu için el yıkanmış su da müstamel sudur. Müstamel su, imam-ı a�zama göre kaba necasettir. İmam-ı Ebu Yusuf�a göre, hafif necasettir. İmam-ı Muhammed�e göre temizdir. Fetva da imam-ı Muhammed�e göredir. Bununla necaset temizlenir; ama, abdest alınmaz ve gusledilmez. İçmek ve hamur yapmak mekruhtur.
Müstamel su, Maliki hariç, diğer üç mezhepte, tahirdir, ama mutahhir değildir. Yani temizdir, temizleyici değildir. Necaset temizlenir, ama o su ile tekrar abdest alınmaz. Maliki�de, hem tahirdir, hem de mutahhirdir. (Mizan-ül kübra)
Cenaze yıkanmış su, mai müstamel ise de necistir. Bunun için, yıkayanların üstüne sıçramaması, peştamal sarınmaları lazımdır.
Suya sabun düşerse Sual: Bir kova suya temiz bir sabun düşse, elimizi sokarak bu sabunu çıkarsak, kovadaki su ile abdest almakta mahzur var mıdır? CEVAP Sabun eriyerek suyun akıcılığını kaybettirmezse, bu suyla abdest alınır. (Redd-ül-muhtar)
Sirke dökülse Sual: Su dolu kovaya sirke dökülse, bu su ile abdest alınır mı? CEVAP Evet, alınır.
Kokan su Sual: Uzun zaman kalmakla kokan su ile abdest alınır mı? CEVAP Uzun zaman durmakla üç sıfatı değişen su, pis olmaz. Kokan suyun sebebi bilinmezse, temiz kabul edilir. Başkasına sorup, araştırmak gerekmez.
Göl ve deniz Sual: Gölde, denizde abdest alınır mı? CEVAP Evet.
Irmak suyu ile abdest Sual: Kırlarda akarsular, ırmaklar üstü açık olarak akıyor. Bu sular içilir mi, böyle sular ile abdest alınır mı? CEVAP İçine necaset karışmıyorsa üstünün açık olmasının mahzuru olmaz. Genelde akarsu pis olmaz. Hadis-i şerifte, (Rengi, tadı ve kokusu değişmeyen su temizdir, necis değildir) buyuruluyor. (Dürer)
Müstamel sudan sakınmak Sual: Müstamel su, imam-ı Muhammed�e göre temizdir. Buna rağmen yine sakınmak gerekir mi? CEVAP Diğer imamlara da uymak için dikkat edilmelidir.
Büyük havuz Sual: Abdest alınması için, büyük havuz ne demektir? CEVAP Hanefi�de alanı 23 metrekare olan su büyük havuz kabul edilir. Şafii�de kulleteyn ise 220 kg su alan havuzdur. Bu havuz temiz kabul edilir.
Su suçrasa Sual: Gusül ve abdest suyuna (kovaya) yıkanırken su sıçrasa bir şey gerekir mi? CEVAP Bir şey gerekmez.
İdrar dökülse Sual: Din kitaplarında suyun rengi, kokusu ve tadı değişmedikçe su temiz kabul ediliyor. O halde, büyük bir kazan temiz suyun içine bir fincan idrar döksek, su necis olmaz mı? CEVAP Hanefi�de, küçük havuza, Şafii�de ise, kulleteynden az olan suya, az necaset düşerse, üç sıfatı değişmese de, necis olur. İnsan içmez ve temizlikte kullanılmaz. Üç sıfatı değişirse idrar gibi olup hiçbir şeyde kullanılmaz. Maliki mezhebinde ise, rengi, kokusu ve tadı değişmemiş su ile abdest ve gusül sahih olur ise de mekruh olur. Maliki�de mai müstamel de böyledir. (S. Ebediyye)
Takunyadaki su Sual: Takunyadaki abdest suyu, müstamel su hükmünde midir? Yani bir başkası, kullanılmış ıslak takunyayı yıkamadan onunla abdest alabilir mi? CEVAP Takunyadaki abdest suyu müstamel değildir. Takunyayı yıkamadan, onunla abdest alınabilir.
Gaz ve benzin Sual: Abdest suyunun içine, gazyağı veya benzin damlasa, suyun üç vasfından, renk, koku, tadından biri değiştiğine göre, bu su ile abdest almak caiz midir? CEVAP Caizdir. Gazyağı ve benzin necis değildir. Necaset karışıp da üç vasıftan birisi değişirse, bu su ile abdest alınmaz. (Cevhere)
Temiz kabul edilir Sual: Yolda rastlanan, temiz olduğu zannedilen suyla, abdest alınır mı? CEVAP Evet, bu su ile abdest alınır. Su az olup, içine necaset karıştığı iyi bilinmedikçe bununla da, abdest alınır. Yani, temiz kabul edilir.
İbadetler, fazla zan edilmekle, temiz ve doğru olur; fakat itikat çok zan ile doğru olamaz. İyi bilinmekle doğru olur.
Kar ile abdest Sual: Su yok kar var. Karla abdest alınır mı? Teyemmüm etmek mi gerekir? CEVAP Kar ile abdest alınmaz. Kar ile taharet caizdir. Memba suları ile abdest alınabilir. Teyemmüm burada geçerli olmaz. Kar bir kaba konur eritilir ve su olur. Bu su ile abdest alınır. Şehirde su bulamamak özür sayılmaz.
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:52 pm
Misvakın önemi
Sual: Misvakın önemi nedir? Misvak kullanırken dikkat edeceğimiz hususlar nelerdir? CEVAP Bugün, modern tıbbın diş sağlığı konusunda ortaya koymaya yeni başladığı tedavi usullerini, İslamiyet 14 asır önce öğretmiştir. Diş sağlığına büyük bir fayda temin eden misvak, gayet basit ve en iyi diş temizleme vasıtasıdır. Dişlerin çürümesini önlemek için misvak kullanmak çok faydalıdır. Larousse İllustre Medical isimli tıp kitabında diyor ki: (Bütün diş macunları ve tozları, dişlere zarar verir. En iyisi, sert bir fırçadır. Önce, dişleri kanatırsa da, korkmamalıdır. Diş etlerini kuvvetlendirir ve artık kanamaz.)
Bu şekildeki diş temizliğini sağlayan en iyi vasıta misvaktır. Diş macunları, ağızdaki faydalı ve zararlı bütün mikropları öldürürken, misvak sadece zararlı mikropları öldürür. Misvak abdestin sünnetidir, Şafii�de namazın sünnetidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Misvak kullanarak kılınan namaz, misvaksız kılınan namazdan 70 kat üstündür.) [İ. Neccar]
(Cebrail aleyhisselam, misvak kullanmayı o kadar tavsiye etti ki, misvakın farz olacağından korktum.) [İbni Mace]
(Eğer ümmetime güçlük vermeyeceğini bilseydim, her namaz için abdest almalarını ve her abdestte misvak kullanmalarını emrederdim.) [Buhari, Müslim]
(Gece namazı için kalkınca, ağzınızı misvakla temizleyin! Çünkü bir melek, namazda Kur�an okuyanın ağzına yaklaşarak dinler.) [Deylemi]
Misvakın faydaları 30dan fazladır. En aşağısı sıkıntıyı giderir, en iyisi de ölürken şehadet getirmeyi hatırlatır. Misvak, ölümden başka her derde şifadır. Sırat üzerinde yürümeyi de kolaylaştırır, yaşlanmayı da yavaşlatır.
Peygamber efendimiz, her zaman yanında ayna, tarak ve misvak taşırdı. Eshab-ı kiram, savaşlarda bile misvaklarını kullanmayı ihmal etmezlerdi. Misvak; dişler sararınca, ağzın kokusu değişince, uykudan uyanınca, namaza kalkınca, eve girince, toplantılara giderken, Kur�an okumaya başlarken ve bir de abdest alırken kullanmak müstehaptır.
İmam-ı a�zam hazretleri, (Misvak kullanmak, dinin sünnetlerindendir) buyurdu. Misvakı kullanmanın en az miktarı üst dişlere üç, alt dişlere de üç defa sürmektir. Misvaklarken dişlerin içi, dışı, üst ve alt kısımları ovuşturulur. Misvakı sağ el ile kullanmalıdır. Misvakı avucunun içine almamalı ve emmemelidir. Misvak, sağ elin küçük ve başparmağı altta, diğer üç parmak üstte olarak tutulur.
Misvaklamaya başlanınca, ağızdaki yaşlığı yutmak iyidir. Ondan sonra yutmak iyi değildir. Kullandıktan sonra misvakı yıkamalıdır. Misvakı yere yatırmamalı, ağız kısmı aşağıya gelecek şekilde dikine koymalıdır. Misvak, çok yaş, çok kuru ve bir karıştan uzun olmamalıdır! Kalınlığı küçük parmak kalınlığında olmalı.
Erak ağacı Sual: Misvak erak ağacından oluyor. Bu ağaç Türkiye�de yoktur. Başka ağaçtan misvak yapılamaz mı? CEVAP Erak ağacından yapılan misvak diğerlerine tercih edilir. Erak ağacı bulunmadığı zaman zeytinden de yapılır. Nar dalından misvak olmaz.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Mübarek bir ağaç olan zeytinden yapılan misvak ne güzeldir. O benim ve benden önceki Peygamberlerin misvakıdır.) [Taberani]
Zeytinden de olsa, misvak kullanmayı ihmal etmemelidir. Çünkü misvak, yaşlanmayı yavaşlatır, gözün görmesini kuvvetlendirir, ağız kokusunu giderir. Daha birçok faydası vardır. (Redd-ül-muhtar)
Dişleri temizlemek Sual: Namaz kitabında, abdest alırken dişleri misvak ile temizlemek müstehabdır denirken, abdestin sünnetleri bahsinde ise, misvak önemli sünnet deniyor. Burada bir çelişki yok mu? CEVAP Abdest alırken dişleri temizlemek, fırçalamak sünnettir. Bunu misvak ile yapmak müstehabdır, daha iyidir. Yani misvak kullanılınca hem sünnet yerine geliyor hem müstehab, parmakla veya diş fırçası ile dişler temizlenirse sadece sünnet yerine gelir. Bu sünnet misvakla yapılınca ayrıca müstehab sevabı da alınıyor.
Tel haline getirmek için Sual: Misvakların ucunu yumuşatırken tel tel haline getiremiyorum. Ne kadar kullansam da tahta parçası gibidir. Kıl haline getiremiyorum. Ne yapmalıyım? CEVAP Yeni alınan misvakın ucu hafifçe çekiçle dövülünce tel tel ayrılır. Suya koymak gerekmez.
Her zaman kullanılır Sual: Misvak sadece abdestte mi sünnettir? CEVAP Misvak her zaman kullanılır. Bilhassa yataktan kalkınca namaza dururken, yemek yedikten sonra ve abdeste başlarken, daha çok kullanılır.
Ne zaman kullanılır? Sual: Abdest alırken misvak ne zaman kullanılır? CEVAP Abdeste başlarken.
Üçten fazla sürmek Sual: Misvak, dişlere üçten fazla sürülse sünnete aykırı olur mu? CEVAP Hayır, olmaz.
Takma diş Sual: Takma dişe misvak sürmekle sünnet ifa edilmiş olur mu? CEVAP Evet olur.
Dişi olmayan Sual: Dişsiz kişi, misvakı damağına sürse, sünnet sevabı alır mı? CEVAP Evet, alır.
Kısalınca Sual: Misvak, kısalınca da kullanılır mı? CEVAP Evet, kullanılır.
Misvak yerine sakız Sual: Kadınların misvak kullanmaları caiz mi? CEVAP Evet. Sakız çiğnemeleri misvak yerine geçer.
Misvak yoksa Sual: Abdest alırken, misvak yoksa ne yapmak gerekir? CEVAP Dişleri, yemekten sonra ve abdest alırken temizlemek sünnettir. Bu sünneti, misvak ile yapmak ayrıca müstehabdır. Misvak bulunmazsa, fırça ile, fırça da bulunmazsa parmaklar ile temizlemelidir. Sağ elin başparmağı, sağ yandaki dişler üzerine; ikinci küçük parmağı, yani işaret parmağı da, sol dişler üzerine üç defa sürerek temizlenir. (Halebi)
Misvak parçaları Sual: Misvak parçalarını yutmakta mahzur var mıdır? CEVAP İsteyerek yutulmaz. İstemeden yutulursa mahzuru olmaz.
Misvak kullanırken Sual: Misvak nasıl kullanılır? CEVAP Yukarıdan aşağı ve aşağıdan yukarı doğru sürülerek kullanıldığı gibi, düz olarak da sürülebilir.
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:52 pm
Abdest duaları
Sual: Abdest duaları ve anlamları nelerdir? CEVAP Abdest alırken, dua okumak veya her uzvu yıkarken kelime-i şehadet getirmek müstehabdır. Arapçasını bilmeyen Türkçesini okur. Abdest duaları ve anlamları şöyledir:
1�Abdeste başlarken şu dua okunur: (Bismillâhil-azîm. Vel-hamdü lillâhi alâ dînil-İslâm. Ve alâ tevfîk-ıl-îmân. El-hamdü lillâhil-lezî ce�alelmâe tahûren ve ce�alel-islâme nûren.) [Azim olan Allahü teâlânın adıyla başlarım. Bize İslâm dinini veren, imanı ihsan eden; suyu temizleyici, İslâm�ı nur kılan Allah�a hamd-ü senâlar olsun.]
2�Ağza su verirken: (Allahümmes-kınî min havdi nebiyyike ke�sen lâ ezmeu ba�dehü ebeden.) [Ey Allahım, içtikten sonra bir daha hiç susuzluk duyulmayan havz-ı Nebi�den içir.]
3� Buruna su verirken: (Allahümme erihnî râyihatel cenneti verzüknî min ni�amihâ. Ve lâ türihnî râyihaten-nâr.) [Ey Allahım! Cennet kokusunu koklat ve beni Cennet nimetleri ile rızıklandır. Cehennem kokularından uzaklaştır!]
4�Yüzü yıkarken: (Allahümme beyyid vechî binûrike yevme tebyaddü vücûhü evliyâike ve lâ tüsevvid vechî bi zünûbî yevme tesveddü vücûhü a�dâike.) [Ey Allahım! Nurunla, Evliyanın yüzünü ağarttığın gibi, benim yüzümü de ağart. Düşmanlarının yüzü karardığı günde, yüzümü, günahlarımdan dolayı karartma.]
5�Sağ kolu yıkanırken: (Allahümme a�tınî kitâbî biyemînî ve hâsibnî hisâben yesîren.) [Ey Allahım! Kitabımı sağımdan ver ve hesabımı kolay eyle.]
6�Sol kolu yıkanırken: (Allahümme lâ tu�tinî kitâbî bi şimâlî ve lâ min verâi zahrî ve lâ tühâsibnî hisâben şedîden.) [Ey Allahım! Kitabımı solumdan ve arkamdan verme, hesabımı zor eyleme.]
7�Başı mesh ederken: (Allahümme harrim şa�rî ve beşerî alen-Nâr. Ve ezıllenî tahte zılli arşike yevme lâ zılle illâ zıllü arşike.) [Ey Allahım! Vücudumu ve saçlarımı Cehenneme atma. Başka gölgenin olmadığı günde Arş-ı âlânın gölgesinde gölgelendir.]
8� Kulakları mesh edilirken: (Allahümmec�alnî minellezîne yestemi�ûnel-kavle fe yettebiûne ahsenehû.) [Ey Allahım! Beni, sözü dinleyip, en güzelini tutanlardan eyle.]
11�Sol ayağı yıkarken: (Allahümme lâ tatrud kademeyye ales-sırâti yevme tatrudü küllü akdâmi a�dâike. Allahümme�c-al sa�yî meşkûren ve zenbî mağfûren ve amelî makbûlen ve ticâretî len tebûre.) [Ey Allahım! Sıratta, düşmanlarının ayaklarının kaydığı günde, benim ayaklarımı kaydırma. Çalışmamı meşkûr et. Günahımı affet. Amelimi kabul et. Ticaretimi helâl et!]
12�Abdestten sonra: (Sübhânekellahümme ve bihamdike. Eşhedü en lâ ilâhe illâ ente vahdeke lâ şerîke leke estağfiruka ve etûbü ileyke eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdüke ve Resûlüke.) [Ey Allah�ım! Seni, hamdinle tesbih ve tenzih ederim. Senden başka mabut olmadığına, bir olduğuna ve şerikin [ortağın] olmadığına ve Muhammed aleyhisselamın senin kulun ve Resulün olduğuna şehadet ederim.]
13�Abdest aldıktan sonra Kadir suresini okumak ve salevat getirmek de çok sevabdır. Birkaç hadis-i şerif meali:
(Güzelce abdest aldıktan sonra �Eşhedü en la ilahe illallahü vahdehü la şerikeleh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resulühü� diyene Cennetin sekiz kapısı açılır, istediğinden içeri girer.) [Nesai]
(Abdestten sonra Kadir suresini okuyanın 50 yıllık günahı affolur.) [Halebi]
(Abdestten sonra Kadir suresini 1 defa okuyan sıddıklardan, 2 defa okuyan şehitlerden yazılır. 3 defa okuyan, Peygamberlerle haşrolur.) [Deylemi]
(Abdestten sonra, 10 defa salevat-ı şerife getirenin gamı gider, duası kabul olur.) [Ey Oğul İlmihali]
Abdest dualarını okurken Sual: Kitaplarda abdest alırken; yüzü yıkarken şu dua, kolları yıkarken şu dua okunur deniyor. Bahsedilen dualar, hızlı veya yavaş okununca, o sıraya denk gelmezse, mahzuru olur mu? CEVAP Mahzuru olmaz.
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:53 pm
Abdestte şüphe ne demek
Sual: Hanefi�de ve Maliki'de abdesti bozan şüphe nedir? Hangi şüpheler abdesti bozmaz? Abdestinin bozulduğunda şüphe eden veya abdestli olduğunu unutan kimse, daha sonra abdestinin olduğunu hatırlasa yine önceki şüpheden dolayı abdesti bozulmuş olur mu? CEVAP Daha sonra bozulmadığını hatırlarsa Maliki�de de bozulmamış olur.
Hanefi�de, abdest aldığını bilip, sonra bozulduğunda şüphe ederse, abdesti var kabul edilir. Abdesti bozulduğunu bilip, sonra abdest aldığında şüphe ederse, abdest alması gerekir.
Maliki�de, abdest alıp almadığını hatırlamazsa, abdesti yok kabul edilir. Daha sonra abdesti olduğunu hatırlarsa yine abdesti var demektir. Yani abdestli olduğunu unutmak abdesti bozmuş olmaz. Yine Maliki�de abdestini bozup bozmadığını kesin olarak bilemiyorsa, şüphe içinde ise yeniden abdest alması gerekir.
Abdestli olduğunu unutmak Sual: Abdestli olduğumuzu hep hatırda tutmak mı gerekir? Bir işle meşgul olunca abdestli olduğumuzu da unutuyoruz. Unutunca abdestimiz bozulmuş mu olur? CEVAP Hayır, unutmakla abdest bozulmuş olmaz. Zaten hep hatırda tutmak imkânsızdır.
Bir kimse, abdest aldığını bilip, sonra bozulduğunda şüphe ederse, abdesti var kabul edilir. Abdestini bozduktan sonra abdest aldığını hatırlamasa, abdest alması gerekir.
Unutmak bozmaz Sual: Bir kimse abdest aldığını biliyor. Aradan saatler geçiyor. Sonra diyor ki ben abdestimi unuttum. Hanefi ve Maliki�de bu kimsenin abdesti var mıdır? CEVAP Abdestli olduğunu unutmak her iki mezhepte de abdesti bozmaz. Yani o kimse abdest aldığını hatırlıyorsa ve abdestini bozmadığını biliyorsa, abdestli olduğunu unutmuş olması Hanefi�de de, Maliki�de de abdestine zarar vermez.
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:53 pm
Hastalıkta abdest
Sual: Yatalak bir hasta, nasıl abdest alır, nasıl namaz kılar? CEVAP Abdest alması veya aldırtılması mümkün değilse, teyemmüm eder, namazlarını ima ile kılar. (Merakıl-felah)
Kesilen yeri yıkar Sual: Ayağı topuk kemiğinden kesik olan, kesilen yeri abdestte yıkaması gerekir mi? CEVAP Evet.
Ayağında protez olan Sual: Ayağım topuk kemiğinden kesik olduğu için protez kullanıyorum. Protezi giyip çıkarmam zordur. Bu özür olur mu? CEVAP Evet. Protezin üstünden mesh etmek caizdir.
Elde olmadan yel kaçıran Sual: Akıntısı olan ve yel kaçıran hanımlar da Maliki�yi taklit edebilir mi? CEVAP Evet. Sadece erkeklere mahsus değil. Kadın da yel kaçırır. Elinde olmadan kaçırmak Maliki�yi taklit edenin abdestini bozmaz. Namaz kılarken böyle bir durum meydana gelirse namaz bittikten sonra abdesti devam eder, namazı da bozulmaz.
Abdestini bozmaz Sual: Bir insanın hem yel hem idrar özrü varsa, nasıl yapmalı? CEVAP Maliki�yi taklit etmeli. İsterse beş tane özrü olsun, hiçbirisi abdesti bozmaz. Yani elde olmadan çıkan yel, idrar, akıntı, ishal, basur kanı, yaradan çıbandan çıkan kan irin, burun kanaması, gözden ağrı ile gelen yaşlar vs. abdesti bozmaz. Başka abdesti bozan bir şey olmazsa, sabahtan yatsıya kadar namaz kılar Kur�an okur. Çünkü abdesti bozulmadı. Ama Hanefi mezhebinde farklı, Hanefi�de her namaz vakti girince abdest alması gerekir.
İdrar kaçıran kimse Sual: İdrar kaçıran bir özürlü kimse, isteyerek idrar yapsa, abdesti bozulur mu? CEVAP Özürlü olduğu için bozulmaz.
İdrar kaçıranın namazı Sual: Günde bir defa veya iki günde bir defa idrar kaçırıyorum. Bazen namazda kaçırdığımı sanıyorum. Namazım sahih oluyor mu? CEVAP İdrar kaçıran, fakat sizin gibi özür sahibi olmayan kimse, temiz olarak bağladığı bezde yaşlık görür, ne vakit damladığını bilmezse, hayz kanında olduğu gibi, gördüğü anda damladı sayılır. Şüphe eden kimse, namaza dururken beze bakar, yaşlık görürse, yeniden abdest alır. Namazda iken şüphelenirse, selam verince hemen bakıp, damlamış olduğunu görürse, namazını iade eder. Selamdan birkaç dakika sonra bakıp görürse, namazını abdestli kılmış sayılır.
Bu durumda olan kimse, Hanefi�de özürlü sayılmaz ise de, Maliki�de özürlü sayılır. Onun için Maliki mezhebini taklit ederse, idrar kaçırmakla abdesti bozulmuş olmaz ve namazda iken beze veya çamaşıra akan idrar da necis sayılmaz. Bu ruhsattan faydalanıp kendimizi sıkıntıya sokmamalıyız.
Necasetli çamaşırla namaz Sual: İdrar için, sonda takıldı. İdrar, bir torbada birikiyor. Üstüm başım necasetlidir. Bu durumda Maliki�yi taklit edip necasetli çamaşır ile namaz kılmam caiz midir? Yoksa kılmayıp iyi olunca mı kaza etmeliyim? CEVAP Kazaya bırakmak haramdır, başka çareniz olmadığı için, o hâliyle kılmak caizdir. Maliki�de necaset namaza mani değildir.
Ameliyatlı hastadan gelen necaset Sual: Ameliyatla, karnımdan delik açılarak torba bağladılar. Torbadan bazen necaset sızıyor. Maliki�yi taklit caiz mi? CEVAP Evet.
Kendiliğinden olan akıntı Sual: İdrar yollarımı üşüttüğüm için devamlı tuvalete gitme ihtiyacı duyuyorum. Namaz kılarken beni rahatsız ediyor, bu durumda kılmam mekruh olur mu? Kaza namazlarına iyileşinceye kadar ara vermem daha mı iyi olur? CEVAP Mekruh olmaz. Maliki�yi taklit ederseniz, kendiliğinden akıntı olursa abdestiniz bozulmaz. Kaza kılmayı geciktirmeyin. Maliki�yi taklit edip, o hâlinizle kılın.
Ağızdan gelen kan Sual: Dişini çektiren kimsenin kanaması devam ediyorsa, vaktin sonunu mu bekler, yoksa hemen kılabilir mi? CEVAP Vaktin sonunu beklemesine lüzum yoktur, hemen kılabilir. Çünkü ağızdan kan çıkmadığı müddetçe, abdest bozulmuş olmaz.
Ağzı tuz ile gargara yaptıktan sonra, pamuk konur. Sonra abdest alıp namaz kılınır. Şayet namaz kılarken ağızdan dışarı kan çıkarsa abdest bozulur. Abdestin bu sebeple bozulmaması için, abdest alırken Maliki taklit edilir. O zaman dişten gelen kan, ağızdan dışarı çıksa da abdest bozulmuş olmaz.
Diş etleri kanayan Sual: Diş etleri kanayan nasıl abdest alır? CEVAP İki namaz arasında bir kere kanıyorsa özür sahibi olur, her beş vakitte abdest alması gerekir. Eğer Maliki�yi taklit ederse, diş kanamaları abdesti bozmaz. Bir abdest ile, abdesti bozan başka şey olmasa istediği kadar namaz kılar mesela sabah abdesti ile yatsıyı bile kılar.
Yardımcısız hasta Sual: Bir yardımcısız hasta, nasıl abdest alır ve gusleder? CEVAP Abdest alamayan bir hasta, bir yardımcı bulamazsa, teyemmüm edip namaz kılar.
Yaşlıların abdesti Sual: Yaşlı anne babam abdestte çok sıkıntı çekiyorlar. Ne tavsiye edersiniz? CEVAP Yaşlılar genelde özür sahibi olurlar. Bunlar Maliki�yi taklit ederse akıntıları, yel kaçırmaları, idrar kaçırmaları, kanamaları abdestlerini bozmaz. Nasıl diş dolgusu için Maliki taklit ediliyorsa, hastalık için de aynen taklit edilir.
Haram işlememek için Sual: Çalışan bir bayanım. Tenha yer bulup abdest almakta zorluk çekiyorum. Hastalığım sebebiyle iğne oluyorum, kan çıkabiliyor. İçinde bulunduğum durumdan dolayı Maliki�yi taklit etmem caiz olur mu? CEVAP Evet, caiz olur. Yabancı erkekler yanında kolları açmak haramdır. Haram işlememek için de mezhep taklit edilir.
Yaradan kan akarken Sual: Bir yerimiz kanıyor. Kan az da olsa akıyor. Namaz vakti de çıkacaksa veya daha vakit var ise ne yapmalıyız? CEVAP Yaranın üstüne yara bandı sarmalı. Abdest alıp Maliki�ye uyarak namaz kılmalıdır. Bandın üstünü mesh etmek yeterlidir. Bu abdestle, abdesti bozan başka bir şey olmadığı müddetçe sayısız vakit namaz kılınabilir. Yaradan kan akıyor diye tekrar abdest almak gerekmez.
Elinde yara olanın abdesti Sual: Elinde çatlak, yara veya egzama olan nasıl abdest alır ve gusleder? CEVAP Elindeki çatlak, yara veya egzamayı ıslatmak zarar verirse, eline eldiven takıp, eldiven ile abdest alabilirse, böyle abdest alması gerekir. Eldiven bulamazsa, ellerine su alamaz ve yüzünü, başını, ayaklarını suya sokamaz ise, teyemmüm eder. Yaralı kısımları ıslatmadan gusledemezse, yine teyemmüm eder.
Ellerini kullanamayan Sual: İki eli çolak veya felçli olup kullanamayan nasıl taharet edip abdest alır? CEVAP Elleri çolak olan, taharetlenmez. Kollarını toprağa, yüzünü duvara sürüp teyemmüm eder.
Abdest uzuvları yaralı olan Sual: Abdest uzuvlarının bir kısmı yaralı olan nasıl abdest alır? CEVAP Abdest uzuvlarından hepsinin yarıdan çoğu veya dört abdest uzvundan ikisi sağlam ise, abdest alıp, yaralı yerleri mesh eder. Mesh zarar verirse, sargı üzerine mesh eder. Abdest uzuvlarının yarıdan çoğu yaralı ise teyemmüm eder. Teyemmüm edenin, bazı yerleri yıkaması caiz değildir.
Başı ve yüzü yara olan Sual: Başım ve yüzüm tamamen yara beredir. Vücudumu yıkarken yüzüme de su sıçrayabiliyor. Doktor, su değmemesini söyledi. Bu durumda nasıl abdest alırım ve nasıl guslederim? CEVAP Baştan boynunuza kadar olan kısma renksiz bir poşet geçirirsiniz. Vücudunuzun diğer yerlerini yıkarsınız. Islak el ile, baş ve yüzünüzü poşetin üstünden mesh edersiniz. Eğer poşetin üstünden başınızdan aşağı su dökerseniz mesh yerine geçer. Ayrıca mesh etmenizin de mahzuru olmaz.
Sargı üzerine mesh Sual: Abdest veya gusülde, su değmemesi gereken bir yerin üstüne sarılan sargının veya poşetin, üstünü mesh etsek, sonra bunları kaldırınca yıkanmamış yeri mesh etmek gerekir mi? CEVAP Yaranın, çıbanın, derideki çatlak veya yarıkların üzerine veya içine konan merhem, pamuk, fitil, gazlı bez, sargı gibi şeylerin çözülmesi, çıkarılması yaraya zarar verirse veya bunlar çıkınca, yıkamak veya mesh etmek zarar verirse, bunlardan merhem, poşet gibi, su geçirmeyenler üzerine su akıtılır. Su geçirenler üzerine mesh edilir. Zarar vermek, şifanın gecikmesi yahut ağrının artması demektir.
Mesh ettikten sonra, bunlar, yara iyi olmadan alınır veya düşerlerse, mesh bozulmaz. Yara iyi olup da düşerlerse, altlarını yıkamak gerekir. Bunlar üzerine mesh, altlarını yıkamak yerine geçer. Bunlara mesh edenler özür sahibi olmaz. Bunlar, sağlam kimselere imam olabilir. Salih ve uzman doktorun (ıslatılmaması lazımdır) dediği bir yer, yara gibi olur. Bunlara mesh etmekte, abdestsiz ve cünüp arasında, fark yoktur. (S. Ebediyye)
Alçının üstü mesh edilir Sual: Sağ ayağım burkulduğu için alçıya aldılar, herhangi bir kanama veya yara yok, buna rağmen her vakit namazda abdest tazelemem lazım mı, yoksa bir abdestle iki üç vakit namazı kılabilir miyim? CEVAP Evet, abdest bozulmadan beş vakit de kılabilirsiniz. Bozulunca, abdest alırken alçının üstü mesh edilir.
Özür sahibi Sual: Trafik kazası geçirdim. Birkaç haftadır, alçılı koluma mesh ederek abdest alıyorum. Bir hoca, (Sen özürlüsün, vaktin sonuna kadar bekleyerek her namaz vaktinde abdest alman gerekir) dedi. Doğru mudur? CEVAP Çok yanlıştır. Bir kere, kolu sargılı olan özürlü olmaz, bir akıntısı olan özür sahibi olabilir. Sabah aldığı abdestle, abdesti bozan bir şey olmadıkça, yatsıyı da aynı abdestle kılabilir. İkincisi, özürlü olan da yine vaktin sonunu beklemez. Özür sahibi olmayıp da, akıntısı ilk defa olan kimse, vaktin sonuna kadar bekler. Bunun, alçılı kol ile alakası yoktur.
Spiral taktırınca Sual: Spiral taktırıldığında birkaç gün kanama olabiliyormuş. Bu durumda diş dolgusu sebebiyle Maliki mezhebini taklit eden bir kişi bu süre zarfında namazlarını kılabilir mi? CEVAP Elbette namaz kılacak. Spiral âdet düzenini de bozabilir. Her namaz vakti abdest alarak kılabilir. Maliki�yi taklit ederse, her namaz vakti abdest almaya lüzum yok. Abdesti bozan başka bir şey olmadıkça, spiralden meydana gelen kanama abdesti bozmaz.
Sık sık kusanın abdesti Sual: Hastalık veya hamilelik sebebiyle sık sık kusan kimsenin abdesti bozulur mu? CEVAP Maliki�yi taklit ederse bozulmaz.
Burnu kanayanın abdesti Sual: Bir hastalık sebebiyle zaman zaman burun kanasa abdest bozulmuş olur mu? CEVAP Burundan kan akarsa elbette abdest bozulur; ama Maliki�yi taklit edenin abdestini bozmaz; çünkü elinde olmadan akıyor. Semavi bir özürle aktığı için abdesti bozmaz. Burnunu bir yere vurup kanatsa semavi özür olmadığı için abdesti bozulur.
Namazda burnu kanayan Sual: Sık sık veya ara sıra burnu kanayan kimsenin, namazda iken burnu kanasa abdesti ve namazı bozulur mu? CEVAP Maliki�yi taklit ederse, abdesti de namazı da bozulmuş olmaz.
Malikiyi taklit eden beklemez Sual: Bir vaktin girmesiyle eli veya herhangi bir yeri kanayan bir kimse, farzı kılacak kadar bir zamanda kan durmazsa, vaktin sonuna doğru o haliyle vaktin farz namazını kılabiliyorken, yatsı vaktinin girmesiyle eli kanayan ve kanaması devam eden bir kimse yatsı namazını ve vitri kılmak için yatsının son vakti olan imsak vaktine kadar mı beklemesi lazım? CEVAP Evet; ancak Maliki taklit edilirse hemen kılınır, sabaha kadar beklenmez.
Ayaktaki yaradan çıkan kan Sual: Ayağında mantar ve yara olan, ayakta durunca tazyikten dolayı kan veya irin çıkan abdestinin bozulmaması için oturarak kılması caiz midir? CEVAP Evet, caizdir. (Hindiyye)
Böyle hallerde Maliki mezhebini taklit etmek iyi olur. Maliki taklit edilirse, çıkan kan, irin abdesti bozmaz. Bunun gibi sebeplerle veya başka bir özürden dolayı Maliki mezhebi taklit edilirken, gusülde, abdestte ve namazda Maliki�nin farzlarına ve müfsitlerine riayet etmek gerekir.
Basurdan akan kan Sual: Basur hastasıyım, kanama oluyor, çamaşırım kirleniyor. Abdestli durmam zor. Bir kolayı yok mu? CEVAP Kolayı var. Maliki mezhebini bu konuda taklit ederseniz, basurdan akan kan, abdesti bozmadığı gibi, necis de sayılmaz. Yani namaz içinde kan gelse, hem abdestiniz bozulmaz, hem de çamaşırı kirleten kan, necis sayılmadığı için o hâliyle kılabilirsiniz.
Namazdan önce kan gelirse, yine abdestinizi bozmaz ancak imkan ve vakit varsa çamaşırınızı değiştirmeniz gerekir, çünkü kendi mezhebimizden çıkmış değiliz. İmkan yoksa, o hâliyle kılmak caizdir.
Günde bir defa Sual: Kadın, günde bir defa gelen akıntı için, Maliki�yi taklit eder mi? CEVAP Evet.
Maliki�de özür sahibi olur Sual: Günde 2-3 sefer akıntısı olan bir hanım özür sahibi midir? Akıntısının ne zaman olduğunu hissetmediği zaman da oluyor. Abdestinden devamlı şüpheleniyor. Bu durumda ne yapması gerekir? CEVAP Hanefi�de özürlü olabilmek için iki namaz arasında en az bir kere gelmesi gerekir. Yani günde beş kere akıntı gelmesi lazım ki özürlü olasınız. Maliki�de ise günde bir kere gelse hatta üç beş günde bir kere gelse bile yine özürlü oluyor. Onun için Maliki�yi taklit ederseniz akıntılar abdesti bozmaz, isterse namazda gelsin mahzuru olmaz.
Abdestte kolaylık Sual: Doktor bir bayanım. Bayanlarda mensturuel sıklusun yani aylık âdet döngüsünün dönemlerine bağlı olarak miktarı ve kıvamı değişen fizyolojik yani doğal akıntı vardır. Bu akıntı meselesi abdest ve namaz konusunda bayanların yaşadığı en büyük sıkıntı. Ancak benim birçok tesettürlü arkadaşım var ve hiçbirinin böyle bir şeyden yani Maliki mezhebini taklitten haberleri yok. O zaman kadınlar Maliki�yi neden taklit etmiyorlar? CEVAP Bilmedikleri için taklit etmiyorlar. Çekinip rahatça soru soramamalarından bu sıkıntıyı çekiyorlar. Maliki�yi taklit etseler rahat edecekler. Bu akıntılar ne abdestlerini ne de namazlarını bozacak.
Ayrıca, iç çamaşırına akıntı bulaşmış ise, temizini bulmak zor olursa, bunu değiştirmeden namaz kılabilir. Maliki�de necaseti temizlemek farz değil. İhtiyaç halinde necasetle namaz kılmak caizdir.
Doğal akıntı nasıl olur? Sual: Doğal akıntı sarı akıntı mı, rengi nasıl? Evlide bekârda değişir mi? Menopozdan sonra da doğal akıntı olur mu? Bu doğal akıntı nedir, diğerlerinden farkını nasıl anlayacağız? CEVAP Nisaiye uzmanı bayan doktor diyor ki: Doğal akıntı denilen şeyin rengi aslında şeffaf-beyaz arasıdır. Ancak bu akıntı çamaşırda veya pamukta birikince ve biraz bekleyince sarımsı renk alır. Dolayısıyla çamaşırda görülen sarı renk doğaldır. Evlide bekârda aynıdır. Menopozdan sonra olmaz, ancak eğer hormon hapı kullanılıyorsa, bir rahatsızlık varsa olabilir.
Maliki�de bozmaz Sual: Kadınların hayzı bittikten sonra, istihaza yani özür hâli oluyor. Normal akıntıları da oluyor. Bunlar için Maliki�yi taklit edebilir mi? CEVAP Evet, taklit eder ve bu durumlar abdesti bozmaz.
Akıntısı olan Sual: 13 yaşında buluğa eren kızım akıntıdan dolayı Maliki mezhebine uyabilir mi? CEVAP Elbette, akıntısı o zaman abdestini bozmaz.
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:54 pm
Abdestle ilgili çeşitli sorular
Sual: Namaz âyeti Mekke�de, abdest âyeti ise Medine�de indiğine göre, Mekke�de namaz abdestsiz mi kılınıyordu? CEVAP Abdest, Mekke�de [Miracda] namaz ile birlikte farz oldu. Hatta, evvelki ümmetlere de farz idi. Miracdan önce, Eshab-ı kiram da abdestle namaz kılardı. Kıyamete kadar, ümmetin ihtilafa düşmemesi için, Maide suresinde emredilerek önemi bildirildi. (Redd-ül-muhtar)
Tuvalet yanında abdest Sual: Banyomuzda alafranga tuvalet de var. Böyle banyoda abdest alınır mı? CEVAP Banyoda tuvalet olsa da, abdest alınır, abdest duaları okunur, gusledilir.
Abdest alana selam Sual: Abdest alana selam verilir mi? CEVAP Evet.
Karanlıkta abdest Sual: Zifiri karanlıkta abdest almak caiz mi? CEVAP Evet.
Abdestmatik Sual: Abdestmatik aletiyle abdest almanın mahzuru var mıdır? CEVAP Şu şartlar yerine getirilirse mahzuru olmaz: 1- Her uzuv ayrı ayrı üç kere, ayrı su ile yıkanabiliyorsa, 2- Su israf edilmiyorsa, 3- Her uzvu yıkarken, delk yapılabiliyorsa yani ovalanabiliyorsa.
Abdestten sonraki vesvese Sual: Abdestten sonra ara sıra, (Acaba başımı mesh ettim mi?) veya (Abdestim var mı?) diye şüphe eden ne yapar? CEVAP Vesvesedir, buna itibar etmez, yeniden abdest almaz.
İhtilam ve abdestli yatmak Sual: Abdestli yatan ihtilam olmaz mı? CEVAP İhtilam olmak tabii haldir. Abdestli yatmakla bir ilgisi yoktur. Yani abdestli yatan da ihtilam olabilir.
Abdestsiz camiye girmek Sual: Namaz kılıp camiden çıkınca abdesti bozulan kimse, camide şemsiyesini unuttuğunu hatırlasa, şemsiyesini almak için camiye abdestsiz girmesi caiz mi? CEVAP İhtiyaç olduğu için girip hemen çıkması caizdir.
ziya Yönetici
Konu: Geri: Namaz Ve Abdest Hakkında Herşey Salı Şub. 03, 2009 5:54 pm
Yel abdesti bozar
Sual: İlmihal bilgilerine zıt çıkışlarıyla tanınan ilahiyatçı bir hoca, yellenmenin abdesti bozmayacağını köşesinde yazdı. Bu konuda hadis yok mu? Mezheplerin kavli nedir? CEVAP Dört mezhepte de yellenmek abdesti bozar. (Mezahib-i Erbea)
Bu konuda hadis-i şerifler de vardır. Birkaçı şöyledir: (Namaz kılarken yellenen namazdan çıkıp abdest alsın, namazı da iade etsin.) [Tirmizi, Nesai, Ebu Davud, İ.Ahmed, Beyheki, Taberani]